Anasayfa

TRABZON AYASOFYA'DAN ELİNİZİ ÇEKİN!
Aras Perekli
Karadeniz Gazetesi
22 Nisan 2013

Dolaşan haberlerde Trabzon Ayasofya Kilisesi ve Müzesi ibadete açılacakmış. Sanırım birileri olta atıp duruyor. Yani cami falan olacak değil de hem cami görevi görecek ama cami değil fakat müze görevini de yapacak mış(!).

Yani; "Hattur hutur, Arnavuttur, ağzı yoktur, adam kapar(!)" Bilin bakalım nedir.

El-Cevap: "Trabzon Ayasofya Camii, Kilisesi, Müzesi ve ibadethanesi(!)"

Yani saçmalık yapacaksınız da ne yapacağınızı şaşırdınız.

Hadi Fatih Sultan Mehmet'e özenip kiliseyi cami yaptınız; ama bir taraftan müze olarak da kalsın, tam siz namaz kılarken langırt diye yazlık kıyafetle bir turist hanım içeri dalar, şakur şukur resim çeker. Çeker mi çeker.

İmam efendi, turiste; "Mrs. Jane yok içeri girmek şimdi, var bizim Fatihler namaz kılmak" mı diyecek?

Bir de, oradaki fresklerin üzerini garabet misali namaz esnasında beyaz çarşaflarla günde beş kez ört aç öyle mi?

Bari eskiden olduğu gibi tam fetih olsun, çekin üzerlerine sıvayı, siz salim millet selamet(!).

Yahu kimin aklına gelir? Kimin memleketi provoke etmek için bu denli parlak fikirleri olur? Yapmayın! "O mahallede cami kıtlığı mı var?" demeyeceğim, olmadığını da farz ediyorum.

Be birader yani, kala kala ibadet için Ayasofya Kilisesi'ne mi kaldık?

Eskiyi bırakın, o zaman her yerde kim nereyi ve neyi savaşla almışsa elinde kalıyordu, şimdiki zaman o zaman mı?

Bakın, Trabzon Belediyesi'nce bu bina etrafı kamulaştırılıp ne güzel açıldı, tarihi yapı tamamen ortaya çıkarıldı.

Şimdi bu kadar güzel çalışmaların sonunda yine gündeme alınan "Ayasofya'nın cami olma" işlemi doğrusu akıl alır iş değil.

Zaman zaman Trabzon Ayasofya Kilisesi (Müzesi)'nin camiye dönüştürülmesi fikri yıllar içerisinde gündeme getirildi ise de pek revaç bulmadığından bu fikirler sadece kamuoyu yoklaması seviyesinde kaldı.

Herhalde şimdi gerekli(!) rutubetli ortamı birileri yakaladı ki yine tarlaya fesat tohumları ekilmeye başlandı.

Resmen provokasyon ve nabız yoklama, fesatlık.

Düşünebiliyor musunuz, şimdi de Almanya veya İngiltere'de bir camiyi kiliseye çevirip ibadete açsalar ne tepki verirsiniz?

Hani "İğneyi kendine, çuvaldızı da başkasına batır" derler ya...

Bir de şu fresklerin üzerinin çarşaflanması meselesi yok mu!

Ben olsam orayı cami haline sokup(!) namaza açsam inanın freskleri ve resimleri hiç kapatmam.

Madem orası bir ibadethane idi, orada namaz kılsam, madem freskler kalacak, ikonlara ve hatta ve hatta haçlara dahi takılmam. Kıbleme düşseler dahi namazımı kılar, onları görmem bile.

Neden biliyor musunuz? Ben namazımı kılarken beden gözüm kapalı, kalp gözüm açık ibadet ederim. Dolayısıyla haç, put, resim bana vız gelir tırıs gider, asla gözüme ilişmez. Delikanlı iseniz gelin böyle yapın bakalım. İşte ibadeti kalp gözü ile değil de sağa sola kayan dünya gözü ile "şeklen ibadette, aklen gözü orda burada olanların" yapacakları iştir bu. Bırakın bu işleri, Türkiye'nin zaten yeteri kadar başı belâda, bir de siz belâ açmayın millete.

Oradan güya birkaç kişiden oy kapmak kaygısıyla bu işi yapıyor veya saman altından yaptırıyorsanız bu daha beter, bunun adına "riyakârlık" denir. Zinhar günahların en büyüğü ve ibadetlerin ve sevapların batağıdır.

Bilindiği gibi burası te 1960'tan beri İngiliz arkeolog David Barchard tarafından yıllarca restore edilip, sıvaları kazınıp freskler meydana çıkarıldı ve müze görüntüsü kazandırıldı. Yıllarca da müze olarak bu eski Bizans kilisesi turistlerce ziyaret edilip bu şekilde kullanıldı.

Şimdi durup dururken güya "Sevap kazanacağım derken insanların tepkisini almanın ne gereği var?"

TRABZON AYASOFYA'DAN ELİNİZİ ÇEKİN!