Anasayfa

TRABZON AYASOFYASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ UYARILAR
28 Kasım 2013

Camiye dönüştürülen Ayasofya Müzesi'nin din tesis alanı ilan edilmesine ilişkin imar değişikliğinin halkın tartışmasına açılmasının ikinci toplantısı yapıldı. İkinci Halk toplantısı, Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu tarafından açıldı. Toplantıda çok önemli açıklamalar oldu, renkli ama olgun tartışmalar yaşandı.

Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Saim Adanur, 1. derecede SİT alanları için her türlü imar ve tadilat kararının koruma kurulu tarafından verildiğini, oysa böyle bir karar alınmadan esere müdahale edildiğini açıkladı. Adanur, "Üyelerimiz bu örneği göstererek (biz de izin almadan işlem yapacağız) diyor. Söyleyecek söz bulamıyoruz" dedi. Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan, acele ile bazı eksik işler yaptıklarını itiraf etti, bunun bir zorunluluk olduğunu savundu. Ankara'daki Trabzon Vakfı Başkanı Bilgin Aygül de, Trabzon'a yeni müzeler kazandırmaya çalışırken çok değerli bir müzenin farklı kullanıma sokulmasını anlayamadıklarını söyledi. Bilgin Aygül, "Kendi tarihi evimize bile çivi çakamazken, böyle özel bir yapıyı nasıl dokunacağız" diye sordu.

Gümrükçüoğlu süreci anlattı ve hukuki olarak Ayasofya'nın Vakıfların malı olduğunu, yasal olarak burada yapılacak çalışmalar için imar değişikliği gerektiğini, bu nedenle de dini tesis alanı olması yolunda talep için görüşmelerin yapıldığını söyledi. Gümrükçüoğlu, buranın cami olarak kullanılması sırasında da başkalarının inançlarına saygı gösterilmesi gerektiğini, isteyen Hristiyanın camide ibadet yapabileceğini öne sürdü. Gümrükçüoğlu, "Eğer burası T.C. ise, bu tapu T.C.'ninse, hukukta bu kararları vermişse, bunu yok hükmünde sayamayız" dedi. Gümrükçüoğlu "biz taraf değiliz" dedi, ama değişikliğin gerekliliği üzerine birçok açıklama yaptı.

YILDIRIMHAN'DAN İTİRAF

Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan, hukuk ne diyorsa onu yaptıklarını, Ayasofya'nın sahibinin Vakıflar olduğunu, vakıfların sahipliğinin anayasa kararları ile bile değiştirilemeyeceğini iddia etti. Yıldırımhan, "Bu konuda acele ettik doğru. Çünkü ya kapatacaktık, ya açık tutacaktık. Eksik de olsa bu işleri yaptık. Yanlışlar olabilir. Onu düzeltmeye çalışıyoruz" diyerek hatalı işlem yapıldığını itiraf etti. Yıldırımhan, eserin korunmasına ilişkin her türlü önlemi almayı vaadetti, cami işlev görürken müze olarak da gezilebilmesi için bir formül aradıklarını, önerilere açık olduklarını söyledi.

BİLGİN AYGÜL: ÇİVİSİNE DOKUNAMAZSINIZ

Ankara'daki Trabzon Vakfı Başkanı Bilgin Aygül, vakıf olarak her zaman Trabzon'a katkıda bulunmaya çalıştıklarını, kentin iyi ya da kötü gününde yanında yeraldıklarını söyledi. "Hayalimiz Trabzon dünya çapında bir turizm kenti olsun. Başka şansımız da yok. Küresel ısınma Karadeniz'i önemli bir seçenek haline getirecek" diyen Aygül, şöyle konuştu:

"Doğa da çok önemli, tarih de. Müzeler de çok önemli. Turist kültürel değerlere, evrensel değerlere de bakmak istiyor. Bu nedenle Trabzon'da 4 yeni müze çalışmamız var. Ama bunu yaparken, elimizdeki bir müzenin kaybolması, 800 yıllık bir eserin fonksiyonlarını değiştirmek bizi çok üzüyor. Buranın farklı kullanımı arkeolojik mimari, kültürel değerini bozacaktır. Mozaik ve freskler kaybolacaktır.

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER

Aygül, Türkiye'nin altına imza koyduğu uluslararası sözleşmelerden de örnek vererek şunları dedi:

"Cami ihtiyacı varsa yapalım. Hatta biz vakıf olarak bütün gücümüzle katkı verelim. Ayasofya fetih cami değildir. Fatih Sultan Mehmet Vakfiyesi yoktur. Ama ne yazık ki birinci derecede korunması gereken bir esere tabela asmak için duvarlarının delindiğini gözlerimle gördüm. Yılda 150 bin kişinin ziyaret ettiği bir yerden sözediyoruz. 1986 tarihli Ankara koruma kurulu kararında camiye dönüştürülmesi halinde arkeolojik mimari özelliğinin tamamen değişeceği açıkça vurgulanıyor. Türkiye 1999'da arkeolojik mirasın korunması, 1983'de dünya tarihi mirasının korunması, 1989'da Avrupa arkeolojik eserlerin korunması sözleşmeleri imzaladı. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası'na aykırı bu yapılanlar. Siz kendi sahip olduğunuz tarihi bir esere bile çivi çakamazken, böylesine 800 yıllık müstesna bir esere nasıl çivi çakarsınız. Tabi ki çakamazsınız"

Aygül, müzenin fonksiyonlarının değişmesi dahil kararı koruma kurulunun verebileceğini, şu anda Ayasofya'da suç işlendiğini savundu. Bilgin Aygül, "Bahçedeki eserler de sahipsiz. Koruma yok. Burası Diyanet'in de olsa müze olarak korunabilir" diye konuştu.

TASARRUFLAR TAMAMEN YASADIŞI

Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Saim Adanur da, 2863 sayılı koruma kurulu yasasına atıfta bulundu ve özetle şunları söyledi:

. Müze 1. derecede arkeolojik sit alanında olup koruma amaçlı imar planında "müze gelişim alanı" olarak kayıtlı iken, müzenin kapatılıp camiye dönüştürülmesi, koruma amaçlı imar planına aykırıdır.

. Yasanın 8. Maddesinde tescil edilen kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarının tespitinin bu alanlar içerisinde yapılacak her türlü değişikliğe karar verme yetkisinin koruma kurulunun yetkisinde olduğunu söyler.

. 9. Maddede ise kurul kararına aykırı olarak sit alanında inşai ve fiziki müdahalede bulunulamayacağı, kullanımlarının değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

. Vakıflar, koruma kurulu kararıyla tescil edilen müzeyi, camiye dönüştürerek kurulun ana ilke ve kararlarına aykırı olarak, kurulun izin almadan müdahalede bulunmuştur..

Adanur, izin olmadan bu işlemlerin yapılmasından dolayı mesleki anlamda da sorunlar yaşadıklarını belirtti ve "Üyelerimiz bize soruyor. Benzeri bir iş yapacağım. Demek ki izin almaya gerek yok. İnanın bu durumda onlara nasıl cevap vereceğimizi şaşırıyoruz" dedi.

YA SUMELAYI İSTERLERSE!

Aygül, Vakıflar Bölge Müdürü'ne, "Sumela için bir vakıf bulunup bulunmadığını" sordu. Yıldırımhan böyle bir vakıfın olmadığını öne sürdü. Bunun üzerine söz alan Gazeteci Yazar Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu, "Bugün bazı Pontus çevrelerinin Sumela'nın devri konusunda bir çalışma içinde olduğunu duyuyoruz. Vakıflar üzerinden yapılan bu bakışlar bu yoku açarsa, yarın birileri çıkıp uluslararası hukuktan sözedip, Türkiye'nin imzaladığı Avrupa Birliği vakıf düzenlemelerini örnek göstererek böyle bir talepte bulunursa ne olacak. Ayasofya'nın cami yapılması zorlaması bu yolu açmaktadır" dedi:

İBADET HALİNDE KORUNAMAZ!

Mollamehmetoğlu şöyle konuştu:

"Burası gözümüz gibi bakmamız gereken bir yer. Cami ya da kilise veya havra, buranın ibadete açılmasından sonra nasıl bir koruma olacak? Beş vakit namaz ve diğer ibadetlerin yapıldığı bir ortamda neyi koruyabileceğiz. Bugün o fresklerin perdelerle kapatılması çok utanç verici bir durum. Hem gezilsin hem ibadet yapılsın diyorsunuz, bu nasıl olacak. Ayasofya büyük bir zarar görecektir. Kendi inançlarımıza saygı isterken, başkalarının inançlarına da saygı göstermeyi bilmeliyiz. Öte yandan, özellikle bahçe kısmında bazı eski hristiyan kişiliklerin mezarları olduğu söylenmektedir. Bu mezarların üzerinde namaz kılmak ne kadar doğru" diye sordu.

HUKUK TARTIŞMASI

Mollamehmetoğlu'nun, "Elimizde hangi tapu ya da belge olursa olsun, olayı daha geniş bir pencereden bakmalıyız" sözleri üzerine Yıldırımhan, "Biz hukuka bağlı kuruluşlarız. Ayasofya tapu açısından Ortahisar caminden farklı değildir. Hukuk tanımam diyemeyiz" dedi. Mollamehmetoğlu ise, "Tabi ki hukuka saygılı olacağız. Ama zamanında yapılan oldu bittiler, haksızlıklar hukuk olarak karşımıza gelirse evrensel hukuka, vicdana da bakacağız. Tarihsel yanlış varsa bu da düzeltilmeli tabi" diye konuştu.

Bu arada Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu, "Ahmet bey, eski o kadar mezar var ki" sözleri üzerine Mollamehmetoğlu, "Sayın Başkan bile bile bir mezarın üzerinde namaz kılınır mı" dedi.

CAMİDE İBADET

Görüşmeler sırasında ilginç bir tartışma da Müftü Yardımcısı Ahmet Tokdemir'in sözleri üzerine oldu. Tokdemir "Kiliseden dönse bile cami olarak kullanıldığı için başka bir amaçla kullanılması caiz değil" dedi.

Tokdemir önce, kapatılan duvar resimlerini kastederek, "Resimler altında namaz kılınabilir" dedi, ancak sonra, "Mekruh olur. Kılınacağı zaman kapatılır, sonra açılır" diye görüş bildirdi.

Müftü yardımcının görüş değiştirmesi tepkilere neden oldu.

viratrabzon