Anasayfa

Ayasofya Platformunun Cuma namazı daveti!
Hasan Kurt
Kuzet Express
3 Temmuz 2013

Bazı yerel gazetelerde, 'Haydi, Cuma'ya Ayasofya'ya' başlıklı ilana toplumun hemen her kesiminden tepki geldi.

Müslüman bir ülkede, Müslümanların gazete ilanı ile Cuma namazına davet edilmesi şaşkınlık yarattı. Kimileri de gazete ilanını 'şov' olarak nitelendirdi.

Ayasofya Mahallesi muhtarı Zeki Batar aradı..

'Hasan bey, Ayasofya Platformu nedir, kimdir bunlar. Bizim mahallede bu adla bir platform kurmadık. Cuma günü Müzede Cuma namazı kılacaklarmış' dedi ve ekledi, 'Bunların işi gücü yok mu? Bunların görevi memleketi karıştırmak mı? Ayasofya Müzesini cami yapmakla neyi ispat etmek istiyorlar'.

Ayasofya Mahallesinden arayan bir başka okur ise şunları söyledi;

'Namazı da, Cumayı da siyasete alet ediyorlar. Cuma namazını eski Kilisede kılacaklarmış. Kilisede namaz kılmakla daha fazla sevap kazanacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar'.

Aynı mahalleden arayan bir kadın okur ise, 'Hasan bey, ben AK Partiye oy verdim. Oy verdiğim partinin, tarihi bir Müzeyi camiye çevrilmesine sessiz kalmasına gönlüm razı olmuyor. Müzede namaz kılınan bölümün altında o Kiliseyi yapanın mezarı var. Mezarın üzerinde mi namaz kılacaklar. O müze Haç şeklinde bir yapı. Orada namaz olur mu? Bunlar işi iyice azıttılar' dedi.

Ayasofya Müzesi'nin bu devirde camiye çevrilmesi bize göre Trabzon'a ve Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüklerden biri.

Ayasofya'nın cami olmasını isteyenlere göre ise olay; Fatih Sultan Mehmet'in vasiyetini yerine getirmek, vakfiyesini amacına uygun kullanmak, Trabzon'a İslam damgasını vurmak!

Ayasofya Platformu diye sözde bir platform oluşturan kişilerin bazı gazetelerde yer alan duyurusunda, Ayasofya'nın tapu senedi yayınlandı. Bir kere, Ayasofya Kilisesini Fatih Sultan Mehmet camiye çevirmedi. Osmanlı arşivlerinde ve tarihi belgelerde, kitaplarda böyle bir kayıt yok.

Fatih Sultan Mehmet Han'ın, Ayasofya'yı camiye çevirdiğini iddia etmek, yalandır, gerçek dışıdır.

Ayasofya Kilisesi veya camisinin, Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet Han veya Fatih Sultan Mehmet Han Vakfına ait tapusu da bulunmamaktadır.

Çünkü bu mabet geçmişte Fatih Sultan Mehmet'in veya vakfiyesinin değildir. Sonradan, vakfiyeye dahil edilmiş olabilir!

Fatih Sultan Mehmet, Trabzon'u fethettiğinde Ayasofya'yı camiye çevirmemiştir. Ayasofya'nın cami olması Trabzon'un fethinden yüz on yıl sonrasında olmuştur.

Gazetelerde yeni tapu senedi yayınlamak, bu mabedin geçmişte de vakfın tapulu malı olduğunu ortaya koymaz.

Bu Müzenin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Fatih Sultan Mehmet'e veya Vakfına ait olduğuna dair tapusu nerede?

Bizim bildiğimiz yok! Eğer varsa lütfen yayınlasınlar.

Ayasofya'nın Müze olmasını isteyen ve o mabedi müze olarak insanlığın hizmetine sunan, bu günkü iktidarın sıkıştığı dönemde göklere çıkardığı eski başbakanlardan Adnan Menderes'tir.

Ve o eser Müze yapılırken, orada bir cami yapılması için 1960 yılında bir vakıf tarafından o günkü para ile tam 38 bin lira bağış yapılmıştır. O para ile de müzeye 100 metre mesafede bir cami yapılmıştır ve adına da Ayasofya Camisi denmiştir.

Fatih Sultan Mehmet'in Kilise olarak faaliyetine izin verdiği ve Adnan Menderes'in Müze olarak insanlığa hizmet etmesini istediği eski Kiliseyi bugün Camiye çevirmek isteyenler, bu iki önemli şahsiyetin kemiklerini sızlatmaktadırlar.

Gazete ilanı ile, vatandaşı Ayasofya'ya davet eden sözde Ayasofya Platformunun hedefi, ibadet değil eski Kilisenin içinde ve dışında gövde gösterisi yapmaktır.

Kim ne yaparsa yapsın!

Trabzon'un simgesi haline gelen Ayasofya bir Müzedir ve Müze olarak kalacaktır.

Ayasofya Müzesini; İslam'ı ticaretleştiren, sektör haline getirenlere, din eksenli devlet kurma özlemi içerisinde olanlara veya bu hamle ile ideolojik bir mesaj vermek isteyenlere teslim etmeyeceğiz, ülkemizi ve milletimizi seviyorsak etmemeliyiz!

Bu olayın dinini sevmekle, dindarlıkla ve Müslümanlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Eğer öyle olsaydı, bu müzeyi camiye çevirmek isteyenlerin en ön safında ben ve benim gibi olanlar yer alırdı.

Bu olay, Başbakan Erdoğan'ın ifadesiyle bir vandalizmdir, marjinallik ve radikalliktir.