Anasayfa

AYASOFYA GİZLİ ÖRGÜTÜ!
Haydar Karsan
TAKA 3 Temmuz 2013

Hızla yoksullaşan ve göç veren, işsizliğin kırıp geçirdiği güzel Trabzon'umuzda, zararını uzun yıllar çekeceğimiz "Ayasofya Müzesi'nin camiye çevrilmesi" gibi bir sorunu yaşıyoruz.

Trabzon'un fethinden 100 yıl sonra camiye çevrilen, Menderes döneminde müze yapılmak amacıyla onarımdan geçirilen, Trabzon'un en gözde tarihi ve mimari simgelerinden biri olan bu nadide eser, şehrimizi ziyaret eden yerli-yabancı turistlerin de ilk uğrak yeridir.

Trabzon'un tarihini "Müslümanların fethi ile başlatmak" takıntısını yaşayan bazı tarihçi, bürokrat ve siyasilerin, eskiden beri bu güzel tarihi eseri ortadan kaldırmak mümkün değilse en azından camiye çevirerek "Hristiyan geçmişini silmek" gibi gerçeklikten uzak medeniyet dışı arzuları olmuştur.

Pek çok iktidar döneminde denenen bu "camileştirme yoluyla müzeyi/kiliseyi yok etme" projesi, bugünkü iktidarın dinsel değerleri istismar ederek oya çevirme politikası sonucu ne yazık ki 200 m yakınındaki devasa camiye rağmen sonunda "uyduruk cami ihtiyacı" gerekçe gösterilerek başarıldı.

Kendi dini inançlarını bütün topluma dayatma peşinde olan bazı fanatik ve ırkçı kişilerin "al gülüm ver gülüm" taktiği ile camiye çevirdiği Ayasofya Müzesi'nin eski haline dönmesi için yapılacak her eylem ve girişime destek vermenin, şehrine âşık bütün Trabzonlulara sorumluluk yüklediğine inanıyorum.

Ayasofya'nın katledilmesi amacına hizmet için bir yerel gazetemizin "Ayasofya Organizasyonu" manşetiyle verdiği kurgusal haber, bu işin nasıl kotarıldığının da örneğini oluşturuyor.

Haberde "Ayasofya'nın camiye çevrilmesini önlemek için bir organizasyon" oluşturulduğu, bu organizasyonun başında da Ayasofya tarihini en dürüst ve nesnel şekilde yazan, Trabzon için yaptığı araştırmalar boyunu geçmiş değerli tarihçimiz Veysel Usta gösteriliyordu.

Son derece kışkırtıcı bir dille yazılan bu kurgusal haberde, Usta ile bir eski DP milletvekilinin oğlunun sosyal medyadaki yazışmaları deşifre edilerek, neredeyse bir "gizli örgüt" çağrışımı yapılıyordu.

Sonra da "bilinmeyen bir yerde yapılan toplantı" ibaresiyle kuşkular artırılıp, bu toplantıyla kendilerine yol haritası belirledikleri anlatılıyordu.

Kendi egolarını ve inançlarını tatmin noktasında bu yalan haberi yapan gazeteye teessüflerimi bildiriyor, ihbarcılığın zirvesine doğru tırmanışlarını şiddetle kınıyorum.

AKP hükümetine ve Trabzon'daki bir avuç "din simsarı"na şirinlik adına bu kadar seviye düşürmenin gereği yoktu.

Haberi yapan arkadaşlara biraz daha kına yakmaları için "bilinmeyen" yeri ve "toplantıya katılan" esas örgüt elebaşlarını ihbar etmek istiyorum.

Veysel Usta'nın 4.kişi olarak katıldığı Ankara'daki "gizli"(!) toplantının "şifreli" adı: "Kültürel Mirasımızın Korunması ve Ayasofya Müzesi", tarihi 23 Mayıs 2013, yeri ise Ankara'dır.

Bu komitenin "elebaşlarından" birincisi A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ruşen Keleş, ikincisi Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, üçüncüsü ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Madran'dır.

Ayrıca bu gizli toplantıya ev sahipliği yapanları da deşifre ediyorum, bunlar Ankara'da faaliyet gösteren ve meşhur Trabzon Günleri'ni düzenleyen Trabzon Vakfı ve Başkanı Bilgin Aygül'dür.

Bitmedi gazetede bu haberi hazırlayan arkadaşlardan biri de, bu "bilinmeyen" yerdeki toplantıyı "istihbarata karşı koymak amacıyla olsa gerek" bizzat izlemiştir.

Elbette Veysel Usta'nın neden hedef seçildiğini biliyorum.

Çünkü Trabzon'da palavra tarihçilikle kendini yer açan bir kısım sözde "yazar", Ayasofya'nın tarihini çarpıtmaya yeltendiklerinde, karşılarında tarihle ilgili hemen bütün bilim çevrelerinde saygınlığı bulunan Veysel Usta'yı buldular.

Sayın Usta, Viratrabzon haber sitesinde yazdığı makalede, yalan ve yakıştırmayla inşa edilmek istenen sahte tarih yazımını yerle bir etti.

Bilim ve akıl yoluyla yalanları ortaya çıkan fanatik kadro, saygın tarihçimize uydurma haber yoluyla saldırmaktan, pusu kurmaktan öte çıkar yol bulamadı.

Ancak yaptıkları haber de, tarih konusunda olduğu gibi zekâ ve bilgi kapasitelerini ortaya koydu.

Trabzon'un eski/yeni siyasetçi, bilim insanı ve sanatçısının katıldığı Trabzon Günleri'nin bir etkinliğini, "bilinmeyen yerde bir toplantı" adıyla habere taşıyabildiler.

Ayasofya Müzesi'nin camiye dönüştürülmesi için sosyal medyada yalan rüzgârları estiren arkadaşlara sesleniyorum.

Derdiniz nedir arkadaşlar, Trabzon'umuzun simgelerinden biri olduğu gibi yüzlerce insanımıza ekmek dağıtan, bu şehri fethedenlerin bile kıymadığı bu nadide eserden korkuyor musunuz?

Yoksa Müslüman Osmanlı'nın yüzlerce yıl vergisini topladığı bu şehirde benzer bir eser ortaya koymamasına kızgın olup, bu harika mimari yapıyı kıskanıyor musunuz?

Şöyle düşünün, "Allah her güzelliği bir kişide toplamaz"!

Bizden önce bu şehri imar edip yönetenler, yani Müslüman olmayan halklar muhteşem mimari eserlere imza attılar, bu toprakları yüzlerce yıl yöneten Osmanlılar onlar gibi eser bırakmadı, inşa etmedi diye bizden olmayanları hep yıkalım mı?

Çakma tarihçilerin palavralarına kanıp, birbirini izleyen medeniyet basamaklarını parçalamayın lütfen.

Ayasofya Müzesi'nin siyaset dışı bırakılarak en kısa sürede eski haline döndürülmesini diliyorum.

AYASOFYA GİZLİ ÖRGÜTÜ!