Anasayfa

Sayın Müzeme Dokunma Platformu
Yetkililerine
20 Temmuz 2013

Trabzonumuzdaki Ayasofya Müzesi'nin tarihi ve kültürel kişiliğini korumak uğrundaki gayretlerinizi kutlarım. Dünya kültür mirasına Cumhuriyetimizin saygılı olmasını sağlamak için hükümet ve devlet yetkililerini uyarmanız, alkışlanacak bır girişimdir. Etkinliklerinizi candan destekliyoruz.

Ben Cumhuriyetimizin ilk (kurucu) Kültür Bakanı, sonra da Dışişleri Bakanlığımızın ilk Kültür İşleri Büyükelçisi sıfatımla yazıyorum. Kırk yıl A.B.D.'nin önde gelen dört üniversitesinde öğretim üyeliği, UNESCO'nun Paristeki genel merkezinde Yönetim Kurulu üyeliği yaptım. Ülkemizde ve dünyada eski eserlerin korunması konusunda yayınlarım ve çalışmalarım var. Herşeyden önce, vatansever bir Türk ve uluslararası kültür değerlerinin hayranı bir dünya vatandaşı olarak, Ayasofya Müzemizin korunması amacına hizmet etmek umuduyla yazıyorum.

Hem anne, hem baba tarafından en az yirmi beş nesildir, 15101u yıllardan beri, beş yüz yıldır ailemiz Trabzonludur. Gerçek Trabzonluların ismini bildiği Nemlizadelerdeniz. Annemin babası Osmanlı'nın ünlü zenginlerinden Nemlizade Tahsin Paşa idi, Babam Amiral Sait Halman'ın ecdadı Trabzonun eski adıyla Holamana, şimdiki ismiyle Reşatlı köyündendi.

Trabzonumuzda Ayasofya'nın müzelikten çıkarılarak ibadet yerine dönüştürülmesine ilişkin yanlış düşünce, bir tarihi haysiyet ihlali olarak, kültür vicdanımızı tedirgin etmektedir. Modern dünyada, bir önceki dinin inanç mekanına bambaşka bir dinin el koyması, bir uygarlık hatasıdır. Nasıl ki bizim yabancı ülkelerdeki tarihi ve dini eserlerimizin bize aykırı görünecek bir kullanıma tahsis edilmesi, hoşumuza gitmeyecektir. Emrivaki tarzında el koymalar, dinler ve milletler için ayıptır. İslamiyetin zımmi geleneğinde de, Türk ulusunun kültür saygısında da bu tür hareketlere yer yoktur. Topraklarımızdaki inançların hepsine ve onların eserlerine sayıda kusur etmemeliyiz.

Türkiyemizde 80 bini aşkın cami vardır; bu her bin mümin için 1 cami demektir. Nüfusumuzun bazı kiliseleri camiye dönüştürmesi gerekli değildir. Eğer gerekirse yepyeni camiler inşa edilir, inşa ediliyor da. Dinimizin bir müzeyi cami olarak kullanması yakışık almaz. İslam dini, cami yapmak yerine eski eserlere el koymaya nuhtaç değildir.

Dünya uygarlığı ve dinsel saygı adına Ayasofya Müzesinin bir eski kültür eseri olarak devamının sağlanmasını milletimiz ve devletimiz şerefli bir görev olarak kabul etmelidir.

Prof. Talat S. Halman