MİMARLAR ODASINDAN
KAMUOYUNA DUYURU
AYASOFYA MÜZE OLARAK KALMALIDIR
1250-1260 yılları arasında yaptırılan Ayasofya Müzesi, yılda 150. 000 ziyaretçinin gezdiği, 1. derece anıt eserdir. Yaklaşık üç aydan beri, Ayasofya Müzesi'nin camiye dönüştürülmesiyle ilgili gelişmeler tarafımızdan da izlenmektedir. Bölgemizde bulunan böylesine anıtsal bir mimari eserle ilgili işlev değişikliği ve yapısal müdahaleler kuşkusuz Mimarlar Odası'nın ilgi alanına aşağıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı girmektedir.
1-Böyle bir esere uygulanmış bulunan ilaveler, montaj elemanları, kaplamalar için ilgili makamlara hiçbir başvurunun ve izin talebinin yapılmadığını görmekteyiz. Oysa 2. derece eser grubunda yer alan bir evin pencere doğramalarına yapılacak tamirat için bile, 24 ayrı belgeyle Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluna başvuru gereklidir. Dünya mirası bir anıta böylesi sorumsuz ve izinsiz müdahaleler yapıldığı takdirde "Anıt Eser" tarifi anlamını yitirecek, Arkeolojik çalışmaların amacı kalmayacak, Devletin Resmi bir Kurumu olan Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları da ayaklar altına alınmış olacaktır.
2- Trabzon gibi bir şehirde zaten az olan müze sayısı 2'ye inmekle beraber,"Antik", "anıtsal", "birinci derece", dünya mirası" gibi terimlerle ifade edilen böylesi bir yapıya bilimsel restorasyon dışında bir müdahale, orijinalde var olmayan ilaveler ve işlev değişikliği kabul edilemez. Böyle bir uygulama Mimar yetiştiren okulların eğitim içeriklerinde yer alan tüm temel ilke, kural ve yönetmelikleri bir kalemde anlamsız kılacaktır.
3- Hiçbir aciliyet ya da zorunluluk olmadığı halde, iç mekânda yer alan ve 8 asırlık geçmişi olan resimlerin, mozaiklerin görülmesini engellemek, 21. Yüzyıl Türkiye'sine yakışmamaktadır. Dünyanın her tarafından, farklı dinlere,dillere kültürlere mensup insanların, sayılı dakikalar süresi için Trabzon'a gelmesinin en önemli gerekçelerinden biri olan tarihi yapının bu konuma getirilerek görülmesinin engellenmesi, bize göre, bir müzede Leonardo da Vinci tablosunun görülmesini engellemekle eşdeğerdir.
4-Kültür ve sanat değerlerinin hızla önem kazandığı yüzyılımızda, özellikle farklı kültürlerden kalan eserlere çok daha hassas davranmamız gerektiği kanaatindeyiz. Bu yaklaşım, toplumumuz geleneklerinde var olan ve övünç duyduğumuz özelliğimizdir. Yapılanların, bilinçli olarak kültürel değerlerimize olduğu kadar, bu kentin simgesel ve anlamsal değerlerine de saldırı olduğu düşüncesindeyiz. Gerçek bir ihtiyaç ve zorunluluk yokken, anıtsal eserlere zarar veren, dünya mirası resimlerin görülmesini engelleyen böylesi uygulamaları ve uluslar arası oluşacak olumsuz yorumları Trabzon'un hak etmediği görüşündeyiz.
Mimarlar Odası olarak, Ayasofya Müzesiyle ilgili projeler geliştiren makamlardan gelecek kuşakların tartışmayacağı kararları; Trabzon'a yakışan anlayış ve hoşgörüyü bekliyoruz. Bırakınız, Ayasofya tüm ihtişamıyla bu kentin tarihini geleceğe aktaran bir müze olarak kalsın. Tarih, yazıldığı ve geleceğe aktarılabilen eserleri ile bilinir sözünden yola çıkarak tüm kurum ve kuruluşlar ile makamları gerçekçilik çatısı altında olmaya çağırıyoruz.
Mimarlar odası olarak, ihtiyaç duyulması ve talep edilmesi durumunda, gösterilecek bir alanda, Trabzon halkına hizmet edecek, kentin simgelerinden biri olabilecek yeni bir cami projesini hazırlatacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz saygılarımızla. 02.07.2013
TMMOB MİMARLAR ODASI TRABZON ŞUBESİ