Son Güncelleme: 19 Kasım 2024 15:27:54
TRABZON VAKFI YAYINLARI

TRABZON EL SANATLARI
KUNSTHANDWERKE AUS TRABZON
Mustafa Reşat Sümerkan
ISBN: 978-975-7871-36-1

İnsanoğlu tarih boyunca ihtiyaçlarını karşılamak için bir takım eşyalar yapmış, bu eşyalara emeğini, bilgisini, becerisini, hissiyatını katarak el sanatlarını oluşturmuştur.

Sanayileşmenin getirdiği ekonomik, toplumsal değişiklikler geleneksel el sanatlarımızın büyük kısmının kaybolmasına, yozlaşmasına ve değişikliğe uğramasına neden olmaktadır.

El sanatlarımızın aslına uygun bir biçimde korunarak yaşatılmasının ekonomiye, istihdama, kültürel dokuya, turizme katkısının büyük olacağı bir gerçektir.

Bugün gelişmiş ekonomilerin turizm gelirlerinin % 6-7’si o ülkeye ait el sanatlarından elde edilmektedir. Kentimizin gelişmesinde turizm potansiyelinin değerlendirilmesi söz konusuysa umarım en kısa zamanda ve hep birlikte bir el sanatları müzesi ile el sanatları araştırma, eğitim, tasarım, uygulama merkezini kentimize kazandırırız.

Bu yıl bizler için önem taşıyor Ankara’da kurduğumuz Derneğimizin 40.cı, Vakfımızın 30.cu ve “Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri” mizin 10.cu yılı ve Etkinliğimizi kardeş kentimiz Almanya’nın Dortmund kentinde Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Trabzon Dernekleri Federasyonu ile birlikte 24-28 Şubat 2016 tarihleri arasında gerçekleştireceğiz.

Emeği geçen, destek olan herkese başta Bakanımız Süleyman Soylu olmak üzere minnettarız.

Trabzon El Sanatları çalışmasını hazırlayan araştırmacı yazar Mustafa Reşat Sümerkan’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bilgin Aygül
Trabzon Vakfı Başkanı

Trabzon Vakfı Yayınları Trabzon El Sanatları Mustafa Reşat Sümerkan
Yayınlanma Tarihi : 11 Ekim 2016

Trabzon Bakırcılığı

TARİHİN ÇİZGİLERİ BAKIRIN YÜZÜNDE SAKLI

Geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Karadeniz Bölgesi, içerisinde birçok el sanatını da barındırıyor. Özellikle bakır işletmeciliği Cumhuriyet öncesi bu bölgede Türk ve Rum ustaları tarafından geliştirilmiştir. Hatta Yomra'nın Santa bölgesi o dönemlerde birçok kültür şehri olarak gösteriliyormuş ve bakırcılık oldukça ilerdeymiş.

İnsanlık Tarihi kadar eski olan meslekler arasında yer alan bakırcılığı Trabzon'da bakırcılar çarşısında bir zamanlar 33'den fazla işyeri bulunurken son zamanlarda bu mesleği sadece birkaç usta ayakta tutmaya çalışıyor.

Anadolu'da bakırcılığın bakırcılık gelişiminin çok çok eski tarihlere dayandığını, bakır cevher yataklarının eskiden beri işletildiğini doğrulamakta. Anadolu sanatında önemli bir yeri olan bakır süslemeye de çok elverişli bir madendir. Bakır; günlük kullanımda, mutfak gereçlerinde, takılar, miğferler, kapılar ve kapı süslemelerinde yapı unsuru olarak kullanılmaktadır. Bakır kap yapım teknikleri ise; dövme, dökme, sıvama (tornada çekme), preste basma olarak dört çeşitten oluşuyor.

Kaynak: İsmail ARKAN, ERKANLAR TİCARET

Yayınlanma Tarihi : 21 Ocak 2010

Kemençe Tarihi

Kemençe, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin bir sazı olup bu bölgede yaşayan insanlar, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç eden mübadiller ve Dünya'nın her tarafındaki Doğu Karadeniz kökenli insanlar tarafından kullanılmaktadır. Bu çalgı Karadeniz'in en tipik özelliklerinden biridir. "Kemençe" sözcüğünün "Kemen"in bir türevi olduğu ya da küçültme eki almış bir şekli olduğunu söyleyebiliriz.

Çalgının gövdesi dut, ceviz, erik, akçaağaç, limon, sarmaşık ve pelesenkten oyularak yapılır. En iyi enstrümanlar ardıç ve duttan yayı ise gül, abanoz, şimşir ya da tik ağacından yapılır. Yay, kemençenin boyu kadardır, yaya at kuyruğu takılır, genellikle genç ve bakımlı atların kuyrukları daha dayanıklı olduğu için tercih edilir.

İki çeşit kemençe vardır; biri Türk sanat müziğindeki çalgıdır, ki (fasıl kemençesi) öbürü ise Karadeniz'in doğusunda bulunan bir yaylı halk enstrümanıdır (Karadeniz Kemençesi). Bu iki çalgı da yaylı ve üç tellidir. Bu tellerin en incesi çeliktir ve zil adını alır. Zil burada "en ince" anlamda kullanılmıştır; aynen "zil zurna" da olduğu gibi. Orta tel bağırsaktır ve "sağır" adını alır, en kalını yine bağırsaktır ve "bon"dur, genellikle açık tel olarak çalınır.

Kemençenin bir çok değişik akort şekli olsa da, genellikle üç teli birbirine dörtlü aralıklar ile çekilir. Akort şekilleri genellikle Sol, Do, Fa'dan Mi, La Re'ye kadar değişir. Kemençenin bunca değişik akortuna rastlanmasının nedeni olarak ses genişliği gösterilebilir. Kemençe'nin çabuk ve aralıksız (moto perputo) çalma tarzının horon dansı ile büyük bir bağlantısı bulunsa da enstrüman solo olarak da aynı biçimde icra edilir. Buğulu neyi andıran içli bir sesi vardır.

Trabzon'da Vakfıkebir, Akçaabat, Tonya, Maçka ve Sürmene'de kemençe yapımcıları bulunmmakta ve bu mesleği hiçbir eğitim almadan sürdürmektedirler. Her ilçede yapılan kemençenin yapısı bölgeye göre farklılıklar göstermektedir. Trabzon merkezde kemençe yapım konusunda son yıllarda ciddi bir çalışma yapılmadığı ve kemençe yapımının eskiye oranla kaybolduğu görülmüştür. Genellikle ilçelerde teknik araçlardan yararlanmadan keser ve testere ile çalışan ustaların kemençe yapımı ağırlık kazanmıştır.

Karadenizli kemençe ustaları; Halil Kodalak, Rize'li Sadık, Hüseyin Dilaver, Durkaya Kemal, Hasan Sözeri en bilinenleri arasındadır. Dünyanın neresinde olursa olsun kültüründen vazgeçmeyen Karadeniz insanı kemençesinden vazgeçmemiş ve onu bugünlere taşımıştır. Horon kurulduğunda akla ilk gelen eşlik sazı kemençedir. Türk milletinin, Karadeniz Bölgesi'nde özellikle yaylalara çıkarak sesi ile elele verip saatlerce horon teptiği birlik ve beraberliğin simgesi haline gelmiştir.

Kaynak: www.habule.com / www.karalahana.com

Yayınlanma Tarihi : 17 Ocak 2010

Hasırın Tarihi Gelişimi

Trabzon'un 1461 senesinde fethinden sonra; Gümüşhane ilinde çıkarılan gümüş madeninin günün şartlarında kara yoluyla taşınmasının hem riski hem de uzun sürmesi nedeniyle Trabzon limanı ve Trabzon ili, gümüş madeninin ticaret merkezi haline gelmesine neden olmuştur. Tarihi süreç içerisinde, Gümüşhane ilinde çıkarılan gümüşler işlenmeye hazır veya ham olarak Trabzon'a getirilerek çeşitli işlemlerden sonra öncelikle gümüşün sonra da Altın'ın telkari ve hasır örgüde önemli bir ticari merkez olmasına yol açmıştır.

Bu dönemlerde gümüşün işlenmesi, hasır örgüsü Trabzon İl Merkezi, ilçeleri ve köylerinde sanatsal ve el işçiliği becerisi olan kadınlar tarafından yapılmaya başlanmıştır. Telkari ve hasır örgüsü anneden kıza, kayınvalideden geline öğretilerek yöre halkının büyük bir kısmının geçim kaynağı olmuştur. "Trabzon Hasır Bileziği" adıyla anılan örgü türü ilk olarak Trabzon'da yapılmaya başlanmıştır.

Trabzon Bileziği 11 cm genişliğe kadar yapılabilmekte ve hasır örgü üzerine su konulduğunda altına su sızdırmamaktadır. Bu örgü işi büyük beceri ve ustalık istemektedir. Yılların birikimi bu yörede telkari hasır örgünün ulusal ve uluslararası boyutta ün yapmasına neden olmuştur.
Ekim 2007 TRABZONLU Dergisi'nden

Yayınlanma Tarihi : 16 Kasım 2009

Trabzon´da El Sanatları
TRABZON 2006, Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınından

El sanatları, "Belirli hammaddeleri el becerisi ya da basit tezgahlar yardımıyla işleyerek belli işlevleri karşılayan ürünlere dönüştürmek" biçiminde tanımlanır. Yıllarca, yüzyıllarca kullanılan alışılmış hammaddeler, yöntemler, teknikler ve tezgahlar; bu faaliyetin "geleneksel" niteliğe bürünmesini sağlamıştır.

Trabzon ilinin de içinde bulunduğu Doğu Karadeniz, bugün bile sarp topoğrafyanın bir sonucu olan kısıtlı ulaşım ağına sahip bir bölgedir. Böyle bir yaşam ortamı, kültürel iletişimi yavaşlatacaktır. El sanatları üretim ve kullanımının en yaygın olduğu iç ve yüksek köylerde yüzyıllarca uygarlığın çeşitli olanaklarından habersiz, kapalı bir ekonomik yaşantı süregelmiştir. Köy insanları, yaklaşık 1950'li yıllara kadar tüm gündelik araç, gereç, giysi ve yiyeceklerini kendileri üretmek zorunda oldukları uzun bir dönem yaşadılar.

Sahil yerleşimleri ise bu tarihlerde deniz yolu ile Karadeniz'in diğer liman kentlerine, İstanbul'a, Rusya ve Avrupa limanlarına sıkı biçimde bağlı durumda idi. Böylece buralardan gerekli gereçler sağlanıyor; yeniliklerden gecikme ile de olsa haberli olunuyordu. Yaşantının tüm boyutlarında varlığını hissettiren bu olgu nedeniyle Trabzon ilinde el sanatları iki konumda ele alınabilir;

1-Kentsel El Sanatları
2-Köy El Sanatları

  1. Kentsel El Sanatları
  2. Trabzon kenti yüzyıllardır çevre bölge ve ülkelere ekonomik olarak açık olmanın avantajını kullanmıştır. Bir yandan ipekyolu aracılığı ile Çin'e kadar uzanan bir ürün çeşitliliği ile tanışmış, bu ürünlere liman kapısı olmuş; diğer yandan da Rusya ve Avrupa ülkeleriyle ticaret ilişkisi içinde bulunmuştur. Bu ilişkiler, Trabzon pazarında çok değişik ülkelerin ürünlerini bulma olanağı vermiştir.

    Türlü hammadelerin özelliğini, çeşitli kültürlerin teknik becerilerini ve üsluplarını taşıyan el sanatları, kuşkusuz Trabzonlu zanaatkarlara da örnek oluşturmuştur. Bu nedenle zanaatkar sınıfı, her türlü hammaddeyi işleyip, türlü el sanatını üretebilecek ustalık düzeyine ulaşmıştır.

    Kentsel el sanatları, kimi ürünlerinde değerli madenleri kullanan, işçiliği daha zor, karmaşık ve yapılışı uzmanlık isteyen türlerdir. Küçük sanatlar ve imalathane üretimi sınıfına giren bu üretim biçimi tümüyle satışa yönelik özellikler gösterir. Urünler merkezde ve yakın çevrede tüketildiği gibi, başka kentlere de gönderilmiştir.

    1. Ağaç işleri
    2. Trabzon'da faaliyet gösteren marangoz ve mobilyacılar, kentteki ev ve işyerlerinin ihtiyacı olan üretimleri gerçekleştiriyorlardı. Üretilen eşyanın ahşap malzemesi bölgeden sağlanır ve en çok, ceviz, kestane, çam, dut, kayın gibi güzel dokulu ve iyi cila tutan ağaçlar yeğlenirdi. Üretilen eşya arasında her türlü dolap, masa, sandalye, sehpa, karyola, yazı masası, konsol, bora (büyük şifoniyer) ve sandıklar sayılabilir. Bu çeşitlilik, birbirine uyar modüler fabrikasyon ürünler karşısında gerilemiş ve yakın zamanda kaybolmuştur.

      • Sandıkçılık:
      • Kentte üretilmesine karşın kent içinden ve köylerden alıcı bulan bir üründür. Ceyiz sandığı diye bilinir. Genç kızların ve kadınların özel eşyalarının saklandığı üstten kapaklı bir sandıktır. Ağacı ceviz, karaağaç, kestane ya da dut'tur. Ön genişliği 100 cm. derinliği ve yüksekliği 50 cm. yaklaşık ölçülerindedir. Aslan ayaklı, göbekli, kabaralı, çekmeceli, gübuk adı verilen çeşitleri bulunur. Günümüzde "Sandıkçı" olarak bilinen marangozluk dalı kalmamıştır.

    3. Dokuma ve Nakış İşleri
    4. Genç kızların elde veya küçük kasnaklarda binbir emek ve göznuru ile oluşturdukları türlü işlemeler ve nakışlardır. Geçmişte Trabzon'da da ipekböcekçiliği yapılıyor ve belli miktarlarda ipek üretiliyordu. Elişi ürünlerinin bazılarında da ipek iplikler kullanılmaktaydı. Üretilen ürünlerin çeşitleri arasında, işlemeli havlu ve peşkirler, özellikle sarma (klaptan) tekniğiyle yapılmış seccadeler, yorgan kılıfları, keseler, örtüler, bohçalar vb. sayılabilir.

    5. Maden İşleri

      • Hasır Örgüsü:
      • Yaklaşık 30 - 35 mikron (0.3 mm.) kalınlığında altın veya gümüş tellerle yapılan bir örgü biçimidir. Ülkemizde "Trabzon işi" diye bilinir. Trabzon'da Mersin köyü ile il merkezimizde, Yalı mahallesinde kadınlar ve genç kızlar tarafından örülmektedir. Bu teknikle bilezikler (yaygın olarak "Hasır bilezik" olarak bilinir), gerdanlıklar, kemerler, kol düğmeleri en yaygın ürünlerdir.

      • Kazazlık:
      • 0.8 - 0.9 mikron kalınlığındaki çok ince gümüş tellerin ibrişim ya da ince naylon iplikler üzerine sarılmasıyla elde edilen birleşik tellerle uygulanan bir örgü sanatıdır. Bu teknikle tespih, kamçı, başlık ve şal püskülleri, düğmeler üretilir. Bu tür ürünleri elde edebilmek için de kazazlığın örgü tekniğinde Balık sırtı, Ajur, Top ve Sürgü formlarından yararlanılır.

      • Telkari:
      • "Tel İşi" anlamına gelen bir zenaat dalıdır. Anadolu'daki varlığı M.Ö. 2500'lere dayanır. Telkari işleri de hasır örgü tekniğindeki gibi hadde'den geçirilerek inceltilmiş gümüş tellerle yapılır. Telkari'de kullanılan teller örneğin iki adet 32 mikronluk telin birlikte burulmasıyla elde edilen daha kalın telin silindirle yassılaştırılmış biçimi kullanılır. Bu yassı teller telkari ustasının mahir ellerinde "Çifte" adı verilen cımbızla eğilip bükülerek çeşitli motiflere dönüştürülür. Motifler belli düzen içinde birbirine lehimlenerek yüzeyler elde edilir ve her motifin içi benzer tellerle doldurulur.

        Telkari tekniğinde en çok kullanılan motifler "6'lı ve 8'li güller", "Üzüm", "Yıldız", "Lale", "Yaprak", "Badem", "Kıvırma" ve "Sivri Parça" gibi çeşitlerdedir. Telkari ürünleri şunlardır; Tepsi, şekerlik, nişan selesi, fotoğraf çerçevesi, takunya süsü, çay / kahve / su bardağı zarfları, bardak altlıkları, kibritlik ve sigaralık.

      • Savat:
      • Gümüş eşyalar üzerine kalemle oyularak yapılan motiflerin, "Savat" adı verilen siyah bir madde ile doldurulması tekniğidir. Türkiye'ye Kafkasya ve İran yörelerinden girmiştir. Bu teknikle yapılan ürünler arasında Gümüş Muska ve Hamayiller, Yüzükler, Tabanca kabzaları sayılabilir.

      • Bakırcılık:
      • Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde zengin bakır yatakları bulunmaktadır. Buralarda üretilen bakır tarih boyunca Trabzon'da yoğun şekilde işlenmiş, Osmanlı döneminde Topkapı sarayına gönderilmiştir.

        Külçe bakıra şekil verme teknikleri: Dövme, Dökme, Sıvama (Torna) ve Preste basma olmak üzere 4 türlüdür. Bunlardan ilk üçü Trabzon'da çokca kullanılmıştır. Külçe bakır önce 2-3 cm kalınlıkta levha şeklinde dökülür, daha sonra iri tokmaklarla dövülerek 1-2 mm kalınlığa inceltilirdi. Belli bir biçimin elde edilmesi için levha bakır önce kabaca kesilir, ardından örsler üzerinde önce şimşir tokmaklar ve sonra çelik çekiçlerle dövüle dövüle son şeklini alırdı. Güğüm, ibrik gibi karmaşık biçimlerde, belli parçalar kaynakla eklenerek asıl biçim ortaya çıkarılırdı.

        Bakır kaplar üzerindeki çekiç izleri, onların sertleştirilmesi ve dokulu görünmesi içindir. Geçmişte Trabzon Bakırcılar Çarşısı'nda üretilen eşyalar şunlardı; Kapaklı sahanlar, taslar, kuzine'ler (oval kapaklı sahanlar), kıylılar (tepsi), Debbe (içme suyu depolanan kap), Süzgeçler, cezveler, Halastar'lar (Bakır sürahi), Sivri tencereler (Çorba tenceresi), Helvaneler (Yuvarlak dipli tencere), Kulaklı'lar (tutma yeri olan sahanlar), Mangallar, Kapaklı dönme tavaları, küçük yağ, kuymak, soğan Tavaları, Güğümler, ibrikler, Kevgirler, Kepçeler, Çamaşır kazanları, Bakraçlar, Süt ve yem Kazanları, Yayıklar, Maşrapalar.

      • Demircilik:
      • Trabzon kentindeki demirci ustaları daha çok "Isıtarak şekil verme" tekniğini kullanarak pencere ve korkuluk demirleri, bağ - bahçe ziraat aletleri, kilit ve menteşelerle Sacayağı ve Çevirgeç gibi bazı mutfak gereçlerini yoğun şekilde üretmişlerdir.

    6. Kil İşleri
    7. Doğu Karadeniz Bölgesi kentlerinin başka bölgelerle bağlantılarının ancak deniz yoluyla yapılabildiği dönemlerde bazı mutfak malzemeleriyle saksı ve künk boru çeşitleri kentte üretiliyordu. Çömlekçi semti adını da, bu tür atelyelerin varlığından almıştır.

  3. Köy El Sanatları
  4. Trabzon köylerinde üretilen el sanatları ürünlerinin genel özellikleri Ordu'dan Hopa'ya kadar benzer ve ortak özellikler taşır. Tüm ürünler basit ve sadedir. Çok az türünde küçük bitkisel veya geometrik motiflerle süslemeler bulunur. Bu durumun genel nedenleri, yumuşak iklim koşullarından dolayı Karadeniz insanının her mevsim toprak ve hayvancılıkla yoğun şekilde uğraşmak zorunda olması, boş vakit bulamaması, tezgahlarla gereçlerin elverişsizliğidir denebilir. Ancak, el sanatları çeşitlidir. İş, ev ve tarımsal yaşantının her ihtiyacına karşılık verebilir.

    Kırsal kesimde üretilen el sanatlarının önemli bölümü (özellikle dokuma türleri) yapıldığı yerde, üreticileri tarafından kullanılarak tüketilmektedir. Ancak, yapımı uzmanlık gerektiren kimi ürünler satışa sunulabilir. Bunları da köy merkezleriyle ilçelerdeki hafta pazarlarında görmek olasıdır.

    1. Ağaç İşleri
    2. Karadeniz Bölgesinde her tür ağacın bol olmasına karşın, ahşap ürünler günlük kullanım eşyası dışında o oranda çeşitli değildir. Örneğin, süs eşyası yoktur. Üretilenler arasında şimşir ve kayın ağacından kaşık, kepçe; ladin ve çamdan çeşitli mutfak kapları, süt hayvanları için yem kapları, yayık, yer sofraları, sofra ayakları, ahşap tırmıklar, sepetler, sepet örgüsü iskemleler, el tornasında çekilmiş veya düz tahta beşikler, fındık çubuğundan sepetler, vb. sayılabilir. Bunlar arasında kaşık ve kepçeler en çok Sürmene, Köprübaşı, Maçka, Yomra, Vakfıkebir'de; süt ve yağ kaplarıyla beşikler Sürmene, Çaykara ve Vakfıkebir'de; fındık tırmıkları Sürmene, Vakfıkebir'de yapılır. Sepetlerin yapım yerleri de Sürmene, Araklı, Arsin, Yomra, Maçka, Akçaabat, Vakfıkebir'dir. Az tanınan, az üretilen ve yerel özellikler taşıyan bazı ahşap ürünler de şunlardır;

      • Eğirecek / Eğircek:
      • Yün liflerini bükerek iplik yapmaya yarar.
      • Got / Kot:
      • Silindir şeklinde tahıl ölçeğidir. Çapı 25 - 30 cm kadardır.
      • Kavana:
      • Ağaçtan oyularak yapılmış kapaklı yağ kabı.
      • Kavran:
      • Dizme tekniğiyle tahtalardan yapılmış peynir, yağ kabı.
      • Kenez:
      • Sütün kaymağını almaya yarayan bir tür yayvan kepçe, faraş.
      • Kerman / Kirman:
      • Geçme şeklinde çubuklardan oluşan yün eğirme aracı.
      • Kudal / Gudal:
      • Ayran - yoğurt karıştıracağı.
      • Ayran ve su Kufası ile Külekler:
      • Ayran ya da su koyulan kaplardır.
      • Kaval ve Kemençe.

    3. Deri / Kösele / Boynuz İşleri
    4. Deriden üretilen ürünlerin hammaddesi sığır ya da öküz derisidir. Özenle yüzülmüş deri tuzlanarak kurutulduktan sonra "Ham Deri" denilen bu haliyle de çeşitli deri ürünler üretilebilmektedir. Durduğu zaman sertleşen böyle deriler, giyim sırasında problemler çıkarır. En makbul deri ise, şaplı su içinde belirli bir süre bırakılarak kıllardan tümüyle arındırılmış ve tabaklanmış deridir. Deri işleri arasında şu türlere rastlanır;

      Çarıklar, Çapula'lar (Burun kısmı üçgen biçimde arkaya kıvrık bir ayakkabı türü), Sabuk'lar (çizmeye benzeyen boğazlı bir ayakkabı), Tarak'lar (Boynuzdan yapılır. Manda boynuzunun tarağı siyah, öküzünki gri olur).

    5. Dokuma İşleri
    6. Trabzon köylerinde üretilen dokuma işleri, hemen her evde, gerekli tür ve sayıda, o evin insanları tarafından dokunur. Bu işlerin yapımı bugün, sahilden 15-20 km. içerilere, dağ köylerine ve yayla eteklerine kadar gerilemiştir. Yapımcıları ortalama kırk yaşın üzerinde, eski geleneklerden bağlarını koparmamış yaşlı kadınlardır. Bunlar, dokudukları ürünlerin çoğunu, artık emeklerinin bilincinde olarak yalnızca çeyiz için yapmakta ve sandıklarda saklamayı yeğlemektedirler.

      Doğu Karadeniz'de dokumalar üç başlık altında incelenebilir:

      1. Kenevir İpliğinden Dokumalar:
      2. Bölgede daha çok "Kendir" adıyla bilinen bu bitki liflerinden çeşitli dokumalar yapılır.

        • Masa takımı ve peçeteler:
        • ince kenevir ipliğinden yapılan dokumalardır. Üretilen Yaklaşık 30 cm. eninde dokunur. Üzeri sonradan elde motiflendirilir.
        • Feretiko:
        • "Rize bezi" olarak ün yapan dokuma budur. Dokunan parçalar deniz ya da dere kenarında ıslatılıp kurutularak beyazlatılır. Bu tür dokumalar giysi olarak tercih edilir. Kenevir ipliğinin su ve ter tutmama özelliği nedeniyle giysiler ter çekmez ve çabuk kurur.
        • Ketan bezi:
        • Feretiko gibi yaklaşık 30-40 cm. eninde dokunur. Giysi olarak kullanılan bu ketan bezinden "Zivga / Zipka" denilen ge1eneksel pantolonlar dikilmekteydi.
        • Şut bezi:
        • Çuval görünümünde olup hafif örtü ve sergi bezi olarak kullanılır.
        • Karpet Çulu:
        • Çok kaba iplikten dokunmuş yer örtüleridir. Çabuk kirlenebilen ortamlar için yeğlenir. Trabzon batısında "Port Çulu" olarak bilinir.
      3. Pamuk İpliğinden Dokumalar:
      4. Karadeniz bölgesinde pamuk yetiştirilmediği için pamuk esaslı dokumaların iplikleri Erzincan, İstanbul, Adana, İzmir ve Bursa illerinden getirtilmekteydi. Çarşaf, astar vb' gibi dokumalarda beyaz iplik kullanılırdı. Ancak açık fildişi renginde olan iplikler, kireç kaymağında beyazlatılıyordu. İpliklerin renklendirilmesi de yine köylerde yapılmaktaydı. Pamuk ipliğinden yapılan peştemal, keşan, çarşaf, potlu çarşaf, astar, kaput bezi, yazmalık bez gibi tüm dokumalar, genel olarak "peştemal tezgahı" diye bilinen tezgahlarda dokunmaktadır. YÜksek Tezgahlar, Çukur Tezgahlar ve Kamçılı Tezgahlar olarak üç türü bilinir ve kullanılır. Pamuklu dokumaların belli başlı çeşitleri şunlardır:

        • Keşan / Çeşan:
        • Baş ve omuzları örten bir örtü olarak kullanılır. Vakfıkebir, Beşikdüzü çevresiyle Çarşıbaşı köylerinde dokunur. "İkat" tekniği denilen, çözgü ipliklerinin renk hizalarının kaydırılmasıyla özgün desen görünümü elde edilir.
        • Çarşaf:
        • Peştemal ve keşan tezgahlarında dokunan bir başka tür pamuklu dokuma da potlu ya da potsuz çarşaflardır.
        • Kefiye:
        • Erkeklerin eskiden baş çevrelerine doladıkları, kaşkol ölçülerine benzer ölçülerde bir tür dokumadır.
        • Yazma / Peşkir ve Kaput Bezleri:
        • Düz dokunan, ancak daha sonra baskı, boyama ve oya ile bezeme gibi başka işlemlerden geçirilen dokumalardır.
      5. Yün İpliğinden Dokumalar:
      6. Ortak özellikleri çizgisel görünümde olmalarıdır. Renklendirilmiş ipliklerle dokunur, sonradan püskül ve boncuklarla süslendirilirler. Yünler iplik haline getirildikten sonra arzu edilirse boyanır. Renkler genellikle bordo, siyah, koyu kırmızı, pembe, turuncu, kirli sarı, yeşil çeşitliliğindedir. Günümüzde yünü işlemenin zorluğu nedeniyle piyasadaki naylon esaslı iplikler yeğlenmektedir. Yün dokuma işlerinde kullanılan tezgahlara "Şal Tezgahı", "Kaytan Tezgahı" gibi adlar verilmiştir. İlkel tezgahlardır. Yün dokumalar şu türlere sahiptir:

        • Kolan:
        • Doğu Karadeniz'de yün iplikten dokunmuş şeritlerden yalnız yük hayvanlarında kullanılanları "Kolan" diye adıandırılmaktadır. Yaklaşık 5 cm. eninde dokunurlar.
        • Dırmaç:
        • Yük taşımaya yarayan, yaklaşık 4_5 cm. eninde dokuma iplerdir.
        • Yörek Bağı:
        • Genişlikleri dırmaç ile kaytan arasında süslü, çok renkli ve püsküllü şeritlerdir. Yeterince uzunlukta olup çocuğu beşiğe bağlamada kullanılır.
        • Kaytan:
        • 1,5-2 cm. genişlikte ve 1,5-2 m. kadar boyda olup, çok renkli ve özenle dokunmuşlardır. Genellikle giysi aksesuarı olarak kullanılır.
        • Gazez (Kazez):
        • Kaytan'dan daha ince ve özenle dokunan bir tür kaytan'dır.
        • Tane Çantası:
        • Bele bağlanarak tarlaya tohum serpmede kullanılan yün kesedir.
        • Kur'an Çantaları:
        • Musaf Çentisi denilen ve içine Kur'an koyularak duvara asılan süslü heybelerdir.
        • Omuz Çantaları:
        • Sürmene, Yomra çevrelerinde "Hemence"; Akçaabatta "Çanta", Vakfıkebir, Beşikdüzü, Şalpazarı yöresinde "Çenti / Çentey" adları ile bilinir.
        • Sırt Çantaları (Camadan):
        • Sırta alınarak kullanılan askılı çantalarıdır.
        • Yün Çuvallar / Kıl Çuvallar:
        • Geniş bantlar arasında ince çizgiler taşıyan bir dokumadır. Ağızları kendinden ipiyle büzülebilir. Ölçüleri yaklaşık 60 x 80 cm kadardır.
        • Eldivenler, Çoraplar.
        • Çöpür Çizme:
        • Keçi kılından örülerek normal yün çorap üzerine giyilen ve kısa tozluk biçiminde bir tür kalın çoraptır. Kar tutmaması nedeniyle karlı ortamlarda kullanılır.
        • Kalçın:
        • Genellikle keçi kılından doğal renkte yapılır. Ayak bölümü olmayan uzun bir çorap gibidir.
        • Şal kumaşlar / Şal Peştamal:
        • Şal adı, yünden dokunan ve tezgahların elverdiği ende dokumaların genel adıdır. Şal peştemal ise, yün dokuma peştemallardır.
        • Beşik örtüleri:
        • Bir adı da "Beşik Dastarı"dır. Bir beşiği örtebilecek boyutta, yaklaşık 100x160 cm. ölçülerdedir.
        • Yük ve Binek Hayvanı Örtüleri:
        • Keçi kılından çok renkli ve özgün biçimlidir.
        • Yer Örtüleri / Kilimler:
        • Döşeme ve sedir üzerlerine serilerek kullanılır. Trabzon'un pek çok yöresinde genellikle "Çul" adıyla bilinen bu yer örtülerine Vakfıkebir'in batısında "Dastar" denilmektedir.
        • Nazarlıklar / Süsler:
        • Özellikle inekler için yapılan nazarlıklar, "Göz Değmesi"ni savuşturmaktan öte süs olarak ön plandadır, Purunca, Traşolit gibi adlarla da bilinir.
    7. Maden İşleri
    8. İldeki pek çok belde ve köy merkezinde kazma, balta, küçük kesiciler (Nacak,Girinti, Girebi), orak, tahra, kaba, menteşe, at nalı, nal çivisi, kapı sürgüsü, keser vb. türden gereçler sıcak dövme yöntemi ile yapılmakta, kırsal kesimden alıcı bulmaktaydı. Bunlar tarım, hayvancılık, yakacak temini ve çeşitli inşaat faaliyetleri için gerekli araç ve gereçlerdir.

      Doğu Karadeniz'de maden işleri deyince akla çeşitli silah türleri de gelir. Bunlar arasında tabanca, tüfek ve bıçaklar en yaygın olanlarıdır. Tabanca ve tüfek yapımına son verilmiş, sanat işi bıçak türleri ise son kalan birkaç usta ile günlük işlerde kullanılmak üzere üretilmektedir.

      Sürmeneli ustaların ürettiği Sivri bıçak, Kama, Saldırma, Karakulak gibi bıçak türleri yasaktan önce belirli sayıda yapılmaktaydı. Bunların yanısıra çeşitli sofra, meyva ya da kasap bıçakları, balık bıçakları, av bıçakları ve çakılar yapılmaktaydı. Günümüzde Sürmene bıçakları diye bilinen ve gelenek kazanmış bıçak türleri şunlardır: Tekli Sivri Bıçak, Çiftli (çifte) Bıçak, üçlü Bıçak, Kama, Saldırma, Karakulak (uzun hançer). Bıçaklar kemik (beyaz) saplı ya da boynuz (Siyah) saplı olabilmektedir. Bunları kınlarında saklamak ve taşımak gelenektir.

      Maden işlerinde teknik becerilerini geliştirmiş Karadenizli ustalar, öteden beri her türlü silah üretimi ile de uğraşmışlardır. Karadenizli ustalar, kendilerine gösterilecek her türıü ateşli silahı kısa sürede yapabilmekle öğünürler. Günlük işlerde ihtiyaç duyulan araç ve gereçler arasında şunlar sayılabilir:

      Baskül (Kantar): Özellikle Beşikdüzü'nün Huplu köyünde kısıtlı sayıda üretimi yapılan ve il dışında da alıcı bulan bir küçük sanayi koludur.

      Eğşin (Evşin): Sac üzerinde pişirilen yufka, çörek, bazlama gibi hamurişi ürünlerini çevirmeye ve almaya yarayan kürek biçimli

      Gorebi/ Girebi: Baltaya benzeyen, ancak ucu kıvrık ve çıkıntılı, baltadan daha küçük ve ince yapılı bir kesici araçtır.

      Sacayak: Üç ayaklı bir altlıktır.

      Tahra / Kerenti: Gorebi'den biraz daha uzun biçimli ve uzun saplı, diken kesici araç.

      Mıh / Muh / Muk: El yapımı ağaç ve nal çivisi. Azalan binek hayvanlarıyla birlikte üretimi de çok azalmıştır.

      Nacak: Kısa saplı ve küçük el baltası. Bunlara ek olarak; Balyoz, Bel demiri, El Feneri, Keser, Demir lama, Likmen / İdare Lambası, Menteşe,

      Ocak Zinciri ve Orak da ilde üretilen diğer metal ürünler arasındadır.

    9. Kil ve Taş İşleri
    10. Geçmişte Maçka, Akçaabat, Vakfıkebir yörelerinde özellikle kiremit ve tuğla üretimi için hazırlanan fırınlarda çeşitli mutfak kapları, yoğurt çömlekleri ve destiler de üretiliyordu. Kil esaslı her türlü kap yörede "Kiremit" adıyla isimlendirilmiştir. Trabzon'da "Pileki Ekmeği" pişirmekte kullanılan ve bazalt türü sert taşlardan yapılma "Pileki Taşı" da az sayıda yapılmakta, ayrıca özel taş türlerinden el ve su değirmeni taşları da üretilmektedir.

    11. Karışık Teknik ve Gereç Gerektiren İşler
    12. Birden fazla değişik malzeme ve teknik kullanılarak üretilen ürünlerdir. Bu tür ürünler arasında da Semercilik, yazmacılık, Kırpıntı Yer Kilimleri sayılabilir.


Kaynaklar:

KARPUZ, Haşim. "Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Ahşap Kap Yapımı", Türk Folkloru Belleten, 1986/1, Türk Folkloru Yayınları, İstanbul - 1986

KARPUZ, Haşim. "Sürmene Bıçakçılığı ve Bugünü", IV. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, V.Cilt (Maddi KÜltür), KÜltür Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara 1992

SÜMERKAN, M. Reşat. "Trabzon Bakırcılığı" -1, Kıyı (Kültür ve Sanat Dergisi), Sayı; 4, Temmuz 1986, Trabzon - 1986.

SÜMERKAN, M. Reşat. "Trabzon Bakırcılığı" -2, Kıyı (Kültür ve Sanat Dergisi), Sayı; 5, Ağustos 1986, Trabzon - 1986

YAĞAN, Ş . YÜksel. Türk El DOkumacılığı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul - 1978

Yayınlanma Tarihi : 3 Ocak 2010