Son Güncelleme: 17 Mart 2024 20:15:45

Söyleşi ve Anıtkabir Fotoğraf Sergisi

Ş.Nezih Kuleyin'in konuşmacı olarak katıldığı "Anıtkabir'in Anlattıkları" konulu söyleşi ve Trafok - Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübü "ANITKABİR" Fotoğraf sergisi açılışımızı onurlandırmanızı dileriz.
Trabzon Vakfı ve Trabzon Derneği Yönetim Kurulları

Tarih: 10 Kasım 2023 Saat: 16:00
Yer: Ahmet Yıldız Konferans Salonu İnkılap Sokak 18/13 Kızılay-ANKARA

Yayınlanma Tarihi : 1 Kasım 2023
Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübü Kayseri ve Nevşehir Gezisi

MUHTEŞEM BİR GEZİNİN ARDINDAN...
Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübü olarak mayıs ayı gezimizi Kayseri ve Nevşehir’e gerçekleştirdik. 5 Mayıs akşamı Ankara’dan yola çıkıldı. Uzun bir yolculuğun ardından sabahın ilk ışıkları ile Kayseri’ye bir saat mesafedeki Yahyalı ilçesine vardık. Yahyalı’da kahvaltımızı sıcak çay ve bol sohbet eşliğinde yaptık. Yolun yorgunluğu unutuldu ve heyecanla Kapuzbaşı Şelaleleri için yeniden araca binildi.

Yolda Yahyalı ilçesi Dikme köyü sınırları içerisinde bulunan Dikme Rüzgâr Tribünlerinde kısa bir mola için durduk. Rüzgâr türbinlerinin eşsiz doğa ile buluşması katılımcılara muhteşem kareler yakalama fırsatı verdi. Molanın ardından dünyanın en büyük şelalelerinden olan Kapuzbaşı için teker yeniden döndü.

Kapuzbaşı Şelaleleri birkaç farklı şelalenin bir araya gelmesinden oluşan bir doğa harikası. Şelaleler Aladağlar Millî Parkı sınırları içinde bulunuyor. Yüksekliği, debisi ve içinde bulunduğu ormanlar sebebiyle ziyaretçilerine gerçek dünyadan başka bir yerde olduğu hissini veren şelaleler bugün yerli ve yabancı birçok farklı turist gurubunu ağırlıyor. 6 Mayıs günü de Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübü üyeleri birbirinden güzel anları kaydetmek için oradaydılar.

TRAFOK üyeleri birkaç saat şelale etrafında fotoğraf çekimi gerçekleştirdiler. Şelalelerin sunduğu muhteşem görüntüler katılımcılar tarafından kaydedildi. Kimi üyeler doğa çekimi üzerine çalışırken kimisi de Kapuzbaşı Köyünün ara sokaklarında kayboldu. Yaşlı, çocuk köy sakinleri ile çekimler gerçekleştirildi, sohbetler edildi. 6 Mayıs günü çekimler Kapuzbaşı Bölgesinde gerçekleştirildi. Bütün günün yorgunluğu şelalelerin serin havasında içilen çaylarla ve edilen sohbetlerle atıldı. Yakalanan kareler sayesinde hem doğa harikası şelale hem misafirperver köylüler TRAFOK üyelerinin biriktirdikleri arasına katıldı.

Kapuzbaşı Şelalelerinde yapılan çekimlerin ardından üyeler yeni durak için yeniden araçta toplandı ve günü bitirmek üzere Nevşehir’e doğru yola çıkıldı. Cumartesi günü için son durak Nevşehir oldu. Pazar günü gezinin en güzel duraklarından biri vardı: Kapadokya

TRAFOK üyeleri 7 Mayıs sabahı gün henüz doğmadan uyandı. Çünkü hedefte Kapadokya ile özdeşleşen bir etkinliğe şahit olmak vardı. Balonların fotoğraflanması.

Balonların kalkacağı alana vardığımızda kalabalığın çoktan orada olduğunu gördük. İnsanlar heyecanla balonların şişmesini ve göğe doğru yükselmesini bekliyordu. Yerli, yabancı turistler, rehberler, fotoğrafçılar. Bizler de heyecanla kalabalığa karıştık ve bir iki saat sürecek çekimimize başladık.

Kapadokya’da otuz beş yıldır sıcak hava balonları göğe doğru yükseliyor ve izleyenlerine görsel bir şölen sunuyor. TRAFOK olarak bu görsel şölene eşlik ettik ve birbirinden güzel kareler ile bu anları ölümsüzleştirdik. Balonların şişme anları, yükselmeye başlaması ve Kapadokya’nın eşsiz doğası ile birleşme anlarının her adımı ayrı bir görsel şölen. Bütün bu anlar dolunayın hafif hafif yok olması ve güneşin yavaş yavaş yükselmesi ile birleşince yediden yetmişe herkes için izlenmesine doyum olmayan bir manzara hâline geliyor.

TRAFOK üyeleri de bu manzarayı kendi kadrajlarından kaydetti ve ardından kahvaltı için otele dönüldü. Çünkü gün uzundu ve fotoğraflanacak çok başka yerler de vardı.

Otelde yapılan kahvaltının ardından rehberimizle buluşmak üzere yola çıktık. Bütün gün bize eşlik edecek ve bize Kapadokya’nın eşsiz güzelliklerini tanıtacak rehberimizle buluştuktan sonra ilk olarak Paşabağları bölgesine gittik. Burası şapkalı peribacalarının yoğunluklu olarak bulunduğu bir yer. Gelen ziyaretçiler bu oluşumları birçok farklı şeye benzetebiliyor. Biz de peribacalarından adeta fal tuttuk ve onları deveden köpeğe, keçiden çiçeğe birçok farklı şeye benzettik.

Sonra Avanos’a uğradık. Çünkü hak verirsiniz ki Kapadokya’ya gelip de Avanos çamuruna dokunmadan dönülmez. Avanos’ta çömlek ustamız bizler için tezgâhın başına geçti. Bize hem Avanos’u hem Avanos çömlekçiliğini anlattı. Ondan sonra da bizler deneyimledik.

Üyelerimiz o anları kaydetti. O fotoğraflar ustanın bir avuç çamuru bir sanat eseri hâline getirmesini fotoğrafçının gözünden bizlere gösteriyor.

Avanos’un ardından rehberimiz bizleri Çavuşini’ne götürdü. Rum evleri ile Kapadokya usulü mağara yapılanın için içe geçtiği bu köy tarihi ve kültürel olarak oldukça önemli. Çavuşini ayrıca Vaftizci Yahya Kilisesini de sınırları içinde bulunduruyor. Bu kilise bugün ziyarete açık olmasa da rehberimizden öyküsünü ve önemini dinledik. Ardından köyün sokaklarında kaybolduk ve her bir köşesini fotoğrafladık. Yetmişlere kadar ev olarak kullanılan bir yapıya misafir olduk ve bahçesinde soluklandık.

Köyden sonra gezimizin en özel duraklarından olan Saint Stefanos Kilisesinde çekim gerçekleştirdik. Bu kilise duvarlarındaki resimler nedeniyle ayrıca özel. Kilise duvar resimlerinde kullanılan indigo mavisi bugün başka yerde rastlanabilecek bir renk değil çünkü Hindistan’dan getirildiği düşünülüyor. Kilise ziyarete açık değil ancak çalışmaların yapıldığını mutlulukla öğrendik.

Kapadokya gezme ile bitmez. Bu sebeple bir yerde veda etmemiz gerekiyordu. Ürgüp’te verilen yemek arasının ardından rehberimizle ve Kapadokya ile vedalaşıp yola revan olduk. Son hedef: Tuz Gölü.

Eğer Ankara’ya güneyden dönüyorsanız Tuz Gölü’ne uğramak zorundasınız. Ve eğer bu dönüş güneşin batmasına denk geldiyse çok şanslısınız. Bizler de şanslıydık ve Tuz Gölü bizi yine boş çevirmedi. Objektifimizi bu sefer gölün uçsuz bucaksız ufkuna çevirdik ve güneşin yardımı ile eşsiz kareler yakaladık.

7 Mayıs akşamı gün gece dönerken Ankara’daydık ve tatlı yorgunluğumuz ile hafta sonu görüşmek üzere arkadaşlarımızla vedalaştık. Geziden geriye birçok güzel anı, onlarca muhteşem kare ve yüzlerimizdeki gülümsemelerimiz kaldı.

Yayınlanma Tarihi : 7 Haziran 2023
Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı Fotoğraf Sergisi

Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübünün "Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı" Fotoğraf Sergisi 16 Mayıs 2023 Salı günü saat 18:00'de Çağdaş Sanatlar Merkezi Füreya Koral Sergi Salonunda açılacaktır. Sergi 28 Mayıs 2023 tarihine kadar izlenebilir.
Trabzon Vakfı ve Trabzon Derneği Yönetim Kurulları

Yayınlanma Tarihi : 13 Mayıs 2023
TRT HABER
Tescilli "Çukurören biberi"nde kurutma mesaisi

TRT HABER
Tescilli "Çukurören biberi"nde kurutma mesaisi
Bilecik'in merkeze bağlı Çukurören köyü, evlerin balkon, duvar ve damlarına asılarak kurutulan tescilli biberiyle adeta kırmızıya büründü.
7 Ekim 2022 Cuma 12:31 Kaynak: AA  Bilecik

Köydeki hemen her evin balkonuna, bahçe duvarına ve çatısına asılarak kurutulan coğrafi işaret belgeli Çukurören biberini görüntülemek isteyen profesyonel ve amatör fotoğrafçılar, her yıl bu mevsimde köyü ziyaret ediyor.

Günübirlik gerçekleşen ziyaretlerde kırmızıya bürünmüş evlerin balkon ve duvarlarında asılı biberleri görüntüleyen fotoğraf tutkunları, en güzel kareyi yakalamak için saatlerce uğraş veriyor.

Mali müşavir, eczacı, öğretmen, öğrenci ve üst yönetici gibi farklı meslek gruplarından oluşan Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübü üyeleri de biberlerin fotoğrafını çekip Çukurören köyünün zamana meydan okuyan ahşap evlerini kayıt altına aldı.

Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübü Üyesi Şehir Plancısı Müge Altınalan, ilk defa Bilecik'e geldiğini ve köye hayran kaldığını dile getirerek, "Fotoğraf çekerken en önemli şey bizim için ışık. Dolayısıyla biberin rengini verebilmek için doğru ışığı yakalamaya çalışıyoruz. Öyle güzel bir rengi var ki biberin, onu canlı ve aslına uygun şekilde gösterebilmek için de bayağı mücadele ediyoruz. Makinelerimizin ayarlarını kulübümüzde üyelere anlatıyoruz. Sonra saha da uyguluyoruz." diye konuştu.

Kulüp üyelerinden Muammer Zeki Güven de Çukurören köyünün görselliği ve fotoğrafçılık açısından da çok zengin bir yer olduğunu, fotoğrafçıların ilgisini çektiğini söyledi.

"Tek amacımız fotoğraf çekmek" İş yoğunluğundan arta kalan zamanlarda ülkenin doğal güzelliklerini görüntüleyerek, ziyaret ettikleri kentin görsel arşivine katkıda bulunduklarını anlatan Güven, şunları kaydetti: "Bilecik'e ilk defa geldik, aslında Bilecik'i tarihinin yanında biberiyle de tanıdık. Bizi cezbeden, fotoğrafçıların gitmesini sağlayan bir neden arıyorsunuz. Ankara'dan buraya gelmenizi gerektiren özel bir durum var. Günümüzü burada geçireceğiz ve belgesini çekeceğiz, çekerken de buranın halkıyla birlikte olacağız. Sadece belgelemenin ötesinde katkı da verebilelim istiyoruz. Buranın geçim kaynağı da biber. Muhtarımızla görüştüğümüzde, gelmek istediğimizi söylediğimizde, 'neden geliyorsunuz' diye bir soruyla karşılaşmadık. 'Başımızın üstünde yeriniz var, misafir ederiz' dediler. Bizim tek amacımız fotoğraf çekmek."

Çektikleri fotoğrafları başka alanlarda kullanmadıklarını aktaran Güven, "Kırsal kesimdeki yani Anadolu'daki kalpteki sevgiyi dile vuran o yapıyı burada görüyorsunuz. Bizler kulüpten içeri girdiğimizde, tek bir meslek var fotoğraf, fotoğraf sanatı. O anlamda ne yapabiliriz düşüncesinde oluyoruz. O duyguyu, o kadar rahat hissediyorsunuz ki hissettiğinizde de fotoğrafın kendi özüne dönmüş oluyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Kulüp üyesi Asuman Kadriye Sadak da Bilecik'in doğasını hem görmeye hem de fotoğraflamaya geldiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: "Burada güzel insanlarımız var. Bir selamlaşmayla insanımız hayat hikayesini anlatabiliyor. Büyük kentlerde bunu yaşayamıyoruz. Elimden gelse doğaya gidip onlarla yaşamak istiyorum. Çok hoşuma gitti. Uzun yıllar önce amatör olarak fotoğraf çekmeye başladım. Fotoğraf kulübüyle ilk defa tura çıktım. Doğayı çok seviyorum, onun için fotoğraf çekerken ayrı bir mutluluk yaşıyorum, ayrı bir haz veriyor bana. 70 yaşına gelmiş bir teyzemizin hala çalışıyor olması ve onu karelemek güzel bir duygu. Emeğine saygı duymak ve şapka çıkarmak gerekir."

Köy muhtarı Muhittin Dündar da ağırlıklı olarak hafta sonları fotoğrafçıların köylerini ziyaret ettiğine dikkati çekerek, "Fotoğrafçılar 150 yılı aşkındır ürettiğimiz kırmızı biberimizi ve köyümüzü tanıtıyorlar. Türkiye'nin her tarafından geliyorlar. Aile olarak da gelenler var. Beni arıyorlar, biz de köyümüzde misafir ediyoruz. Fotoğraf çekmelerinin yanında biber olmak üzere yöresel ürünlerimizden de alıyorlar. Hem köyümüzü hem biberimizi tanıtıyorlar hem de ekonomimize katkı sağlıyorlar." dedi.

Yayınlanma Tarihi : 17 Ekim 2022

TRABZON VAKFI FOTOĞRAFÇILIK KULÜBÜ
2022-2023 Fotoğrafçılık ve Photoshop Eğitim Dönemi Başlıyor.
Yayınlanma Tarihi : 23 Eylül 2022