1917 doğumlu Ağır Ceza Reisi Sayın Mehmet Şakirettin KAZANCI, Platformumuzun konuğu olarak "Trabzon anıları"nı paylaşmak üzere Trabzon Vakfı Ahmet Yıldız Konferans Salonunda bir söyleşi gerçekleştirmiştir.
Sayın KAZANCI, günümüze kadar gelen süreçte Trabzon'un tarihsel kimliğini gözler önüne sermiştir.
MEHMET ŞAKİRETTİN KAZANCI;
1917 Samsun’da doğdu.
1925-1930 yılları arasında Trabzon Zeytinlik İlkokulunda okudu.İlkokulu 1930 yılında Gazi Paşa İlkokulunda bitirdi.
1930 yılında Trabzon Lisesi Orta kısmına başladı.1936 yılında Trabzon Lisesinden mezun oldu.
1936 yılında girdiği Ankara Hukuk Fakültesinden 1939 yılında mezun oldu. 1940-41 yılları arasında Askerlik hizmetini Erzurum 2.Topçu Alayında yaptı.
İlk görevine savcı olarak 5 Ocak 1942 de Kahta’da başladı.
1944-47 yılları arasında Hopa Savcısı
1947-49 yılları arasında Akçaabat Savcısı
1949-51 yılları arasında Ağrı Savcısı
1951 Aralık ayında Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına atandı.
1959 yılına kadar bu görevine devam etti.
1959-64 yılları arasında Giresun, 1964-1968 yılları arasında Kayseri, 1968-1979 yılları arasında Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlıklarında görev yaptı.
12.06.1979 yılında emekliye ayrıldı.
Evli ve 4 çocuk babasıdır. Eşini 2009 yılında kaybetmiştir.
İnsanoğlunun özellikleri, çoğu kez yaşadığı mekanlardan izler taşır. Bireyin gelişmesi, çocukluğunda ilk adımlarıyla özgürlük mesafesiyle sınırlı olsa da, her geçen zaman onu daha da özgür kılmaya yetiyor.
Yaşadığı mahalle, özellikle de sokağın izleri, ilerleyen yaşlarda kişilik özelliklerine yansır; çevresiyle iletişiminde, dostluklarında ve sevdalarında izdüşümüyle karşımıza çıkar.
Şimdi her yan yemyeşil köyümün dağlarında,
Mevsim bahardan yaza erme telâşındadır.
Yayla vaktidir çünkü artık Köprübaşı'nda,
Göç katarları hazır, köprünün başındadır.
Ben de olsaydım şimdi o kervanın içinde,
Mayısın onbeşinde, haziranın üçünde...
Bir şimâl rüzgârıyla ruhum mazi göçünde,
Beden kırkına yakın, gönül genç yaşındadır.
Bugün çocukluk yarim mahallemden geçince...
Hatıralar dizildi ufkuma ince ince...
Parke sokaklarda ne oyunlar oynardık..
Hayat oyundu yalnız ve yalnızca biz vardık...
Mahallenin her evi bir sayfaydı tarihten...
Göz doymazdı seyirden, dil yoksundu tariften...
Ve o bizim üç katlı yola bakan evimiz...
Önü çiçek desenli, çiçek kokan evimiz...
Neş'eye, derde ortak komşularımız vardı...
Hepsi de ne sevecen, ne şirin insanlardı...
Şimdiyse tanınmazdı ezberimdeki sokak...
Ne insanlar aynıydı, ne de bastığım toprak...
Komşuları aradım, sorduğum gittiğim yerde...
Kimi rahmetli olmuş, kimi kimbilir nerde...
Parke taşlar üstüne beton bir yol örülmüş...
Ta altlarında sanki çocukluğum gömülmüş...
Bütün evler yıkılmış, bir bizimki duruyor...
O da istikbalini gözlerimden soruyor...
Karşıki nar ağacı, yanımızdaki kiraz...
Hiçbirisi yok artık ve hiç gelmeyecek yaz...
Yaşlar doldu gözüme, başımı öne eğdim...
Mırıldandım içimden; keşke hiç gelmeseydim...
Yılların arkasında ağlayan çocukluğum...
Her anı bir şiire sığmayan çocukluğum...
Söyleşi: Anılarda Trabzon
Katılımcılar:
TBMM Eski Başkanı Necmettin Karaduman,
Trabzon Eski Belediye Başkanı Orhan Karakullukçu,
Türkiye İş Bankası Emekli Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kemal Sayıl,
Mimar Bekir Gerçek