Sürmene Devlet Hastanesi
Telefon | 0 (462) 746 14 23 |
Faks | 0 (462) 746 27 60 |
Adres | Soğuksu Mahallesi Halis Burhan Cad. No: 1 SÜRMENE TRABZON |
Tonya Devlet Hastanesi
Telefon | 0 (462) 881 30 38 |
Faks | 0 (462) 881 39 07 |
Adres | Dr. Şerafettin Özemir Caddesi 61500 TONYA TRABZON |
Kısa ve nettir türkülerimiz. Öyle lafı geveleme, uzatma yoktur türkülerimizde. Ne denecekse söylenir. Hüküm verilir, mesaj iletilir, kısadır. Acılar özlemler, sevinçler, sevgiler, yergiler hep bir türkülerde dile gelir. Coşku dolu yürekler kemençenin eşliğinde söyler türküsünü. Söyler türküsünü de, yol olur bu türkü dağ aşar, deniz aşar, gurbet aşar sevgilinin gözünde kimi zaman bir damla yaş, kimi zaman da gülen yüzde bir çiçek olur, açar...
Yöre türkülerinde sadece sevda yoktur. Savaş, sel, çığ, vurgun, toprak kayması, gibi durumlarda yakılan ağıtlar birer türkü olmaktan çok destanımsı özellikler taşımaktadır.
Halk edebiyatımızın en yaygın ürünlerinden olan mani biçimindeki türkülerimiz kendiliğinden doğaçlama olarak dökülür, kemençenin tellerinde ezgi olur.
Mani Örnekleri :
Gara gara gazanlar Gara yazı yazanlar Cennet yüzü görmesin Aramızı bozanlar Çömber çömber üstüne Çömber bağlamadın mi Asker ettiler beni E gız ağlamadın mı Yaylanın çimenini Topladuk elek elek Buldur bile gezerduk Bu yıl ayırdı felek. Çıkardum mallarımu En önünde sarisi Geldi geçti yanımdan Yüreğumun yarisi. Derenin gıyısında Olta attum baluğa Onbeş yaşında idum Başladum sevdaluğa. Yaylanın çimenine Bi tavukla bi cücük Oturduk sevtaluğa İkimiz de küçücük
Atma Türküler :
Atma türkü geleneği yöremizde yaygındır. Karşılıklı olarak bir konu üzerinde türküler oluşturulduğu gibi, herhangi bir eğlence mekanında da atma türküler söylenir. Çoğu zaman kemençe eşliğinde doğaçlama yoluyla söylenen atma türküler yoluyla sanatçıların birbirlerinin ustalıklarını da denemiş olurlar.
Erkek : Kadın :Derin derin göllerin Dibine dalacağım Ahdettum yemun ettum Kız seni alacağum.
Derin derin göllerin Dibine dalamazsın Ne kadar yemin etsen Sen beni alamazsın.
Kadın : Erkek :Uşak gelme peşume Anamın tek kızıyım Nazar edersun beni Göğlerin yılduzuyum.
Böyü kavağum böyü Göğe mi alacasun Almam seni deyisun Bekar mı kalacasun
Horon bir tutkudur Trabzon’da… Kemençenin kıvrak sesi bir yerden yankılanmaya görsün, ya da davulun zurnanın nağmeleri işitilmeye... Başlar önce ayaklar oynamaya, sonra eller havaya kalkar... Bir sihirli alemin içinde genişler de genişler horonun halkası... Horon canlı, hızlı bir halk oyunudur. Vücudun tümünün katıldığı yegane oyundur denilebilir horona. Genelde erkek ve kadın diye horonları ayırmamakla birlikte erkek horonlarının daha sert, kadın horonu ise daha yumuşak figürlerle oynanmaktadır.
Horon dizisi iki kişiden oluşsa dahi içlerinden biri mutlaka horonbaşıdır. Horonu ya çalgıcı ya da içlerinden usta olan bir horoncu yönetir. Horoncuların coşkularını canlı tutmak, horon kurmak, aşağı almak, değişik horon düzenine geçmek için horoncubaşı farklı komutlar verir. Horoncular “yürüyürü, dik oyna, kim ula, dikkat dikkat, ha uşak ha, alaşağı, ula ula, aloğlu, kim kim kim, şaşma, horonu bozma, taktum,...” gibi horoncubaşı tarafından verilen komutların ne anlama geldiğini bilirler ve horon düzenini buna göre sürdürürler.
Düz Horon : Genellikle kadınlar tarafından davul zurna, kemençe eşliğinde oynanır.
Akçaabat Sallaması : Davul, zurna eşliğinde Akçaabat yöresinde oynanır, erkek oyunudur. Sıksara’ya geçiş öncesi bir oyundur. Ağır bir yapıya sahiptir, giderek hızlanır.
Sıksara : Trabzon halkının karakteristik yapısını simgeleyen en önemli horon türlerimizdendir. Atak, canlı vücudun bütün bölümlerinin harekete geçtiği kıvrak ve sanat gücü yüksek bir oyundur. Kemençe ile ve davul, zurna ile de oynanabilir.
Kız Horonu : Düz horondur. Hareketleri basittir. Türkü eşliğinde de oynanır. Atma türküleri meşhurdur. Oyun esnasında söylenen türküler bu oyunu ilginç kılar. Kemençe ile oynanır.
Sürmene Sallaması : Özgün ve hareketli bir oyundur. Kemençe ile oynanır. Davul ve zurna ile de oynanır. Özellikle Sürmene’de oynanan bu oyunun özel figürleri zevkle izlenir.
Bıçak Oyunu : İki kişi tarafından bıçakla oynanır. Müzik ve ritm sıksaraya çok benzer. Karşılıklı bir savaşı, mücadeleyi andıran figürleri vardır. Oyuncuların ellerindeki bıçakları çok iyi kullanmaları gerekir, yoksa oyunun heyecanı içinde birbirlerini yaralayabilirler.
Vaybeni : Genellikle Çaykara ve çevresindeki köylerde oynanır. Türküye dayalı oyundur. Atışmalı türkülerin söylendiği horonda bir tarafın söyleyecek sözü kalmayana dek devam eder.
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında fethedilen Akçaabat'ta Roma, Bizans, Komnenos ve Osmanlı dönemine ait tarihi yapıt ve izlere rastlamak mümkündür. Akçaabat'ın, Osmanlı dönemine ait kaynaklarda şehir merkezi "Pulathane", ilçe geneli ise "Akçeabâd" olarak geçmektedir. Cumhuriyet döneminde büyük bölümü Yunanca olan Akçaabat köy adları yerlerine Türkçe isimler konulmuştur. Kronolojik sıralama ile Akçaabat için önemli olayları şu şekilde sıralamak mümkündür;
Fotoğraflarla Akçaabat
- M.Ö. 700 : Akçaabat, Miletos ticaret kolonilerinin bir uzantısıdır.
- M.Ö. 312 : Akçaabat Pontus Krallığı'nın eline geçer.
- 1214 : Akçaabat Trabzon Rum İmparatorluğu'nun eline geçer.
- 1461 : Akçaabat Trabzon ile birlikte Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı Devleti'nin topraklarına katıldı.
- 1797 : Akçaabatta büyük bir veba salgını meydana geldi.
- 1810 : Akçaabat tarihi açısından Osmanlı döneminin en önemli olayı Sargana Savunmasıdır.
- 1880 : Akçaabat Belediyesi kuruldu
- 1884 : Akçaabat, Teşkilat Nizamnamesi gereği ilçe kimliğini kazandı.
- 1893 : Akçaabatta kolera salgını meydana geldi.
- 20 Nisan 1916 : I. Dünya Savaşı sırasında Çarlık Rusya'sı Akçaabat'ı işgal etmiştir.
- 17 Şubat 1918 : Düşman işgalinden kurtulan Akçaabat, Cumhuriyet Döneminde kültür, sanat, eğitim, ticaret gibi alanlarda hızla gelişen bir ilçe durumuna gelmiştir.
- 1923 Kentin Hristiyan Rum ahalisi mübadele ile Yunanistan'a gönderilmiştir.
- 20 Haziran 1990 : Büyük bir sel felaketi meydana gelmiştir.
Şehrin tarihinde 1810 yılı Ramazan ayı ayrı bir yer tutar. Bu tarihte Rus donanması Sargana mevkiine çıkarma yapmak istemiştir. Akçaabat halkı 48'i kadın olmak üzere 969 şehit vererek yurdu savunmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında 20 Nisan 1916 yılında Çarlık Rusya'sı Akçaabat'ı işgal etmiş ancak bu işgal de uzun sürmemiş ve 17 Şubat 1918'de Akçaabat düşman işgalinden kurtulmuştur.bu savunmada kahramanca başarı gösteren salih ağa isimli bir terzi dönemin osmanlı sultanı tarafından kendisine bir yerleşim yeri verilerek(şu anki akçaköy)ödüllendirilmiştir.bu savunmada rol alan değişik ailelerede değişik beldelerde istihkam hakkı verilmiştir.
Akçaabat İlçesi Belde ve Köyleri:
1- | Acısu |
2- | Ağaçlı |
3- | Akçaköy |
4- | Akdamar |
5- | Akören |
6- | Alsancak |
7- | Ambarcık |
8- | Arpacılı |
9- | Aydınköy |
10- | Bozdoğan |
11- | Cevizli |
12- | Cevizlik |
13- | Çamlıca |
14- | Çamlıdere |
15- | Çilekli |
16- | Çınarlık |
17- | Çukurca |
18- | Demirci |
19- | Demirkapı |
20- | Demirtaş |
21- | Derecik |
22- | Eskiköy |
23- | Fındıklı |
24- | Fıstıklı |
25- | Gümüşlü |
26- | Helvacı |
27- | Kaleönü |
28- | Karaçayır |
29- | Karpınar |
30- | Kemaliye |
31- | Kirazlık |
32- | Koçlu |
33- | Kuruçam |
34- | Maden |
35- | Meşeli |
36- | Meydankaya |
37- | Ortaalan |
38- | Ortaköy |
39- | Özakdamar |
40- | Özdemirci |
41- | Salacık |
42- | Sarıca |
43- | Sertkaya |
44- | Şinik |
45- | Tatlısu |
46- | Tütüncüler |
47- | Uçarsu |
48- | Yeniköy |
49- | Yeşiltepe |
50- | Yeşilyurt |
51- | Yıldızlı |
52- | Zaferli |
Kaynak:tr.wikipedia.org