Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı-tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş. Temel ise hâlâ yazı-tura atıyormuş. Sınav danışmanı, ne yaptığını anlamak için Temel'in yanına gelmiş:
- Bütün sorular için yazı-tura atıyorsun, hâlâ bitiremedin mi?
- Ben mi? Ben 1 saat önce bitirdim. Şimdi cevaplarımı kontrol ediyorum.
Temel çok güzel bir kadını gözüne kestirmiş. Kadının peşinde ve bir taraftan da nasıl ayartırım diye düşünüyor.
Klasik tavlama usüllerinden biri geliyor aklına ve birden kadına dönüp :
- Hadi bize gidelum sağa pul kolleksiyonumu cöstereyim.
Kadın şaşırır fakat bozuntuya vermez:
- Peki ya beğenmezsem ?
- O zaman ciyinur cidersun.
Temel İtalya'da, Fiat fabrikasında çalışan bir işçidir... O zamanki Sovyet lideri Krusçev resmi bir ziyaret için İtalya'ya gelmiş. Programda Fiat tesisleri de var. Fabrikanın tezgâhları arasında dolaşırken Temel'e rastlamış. Herkesin gözü önünde 'Vay Temel...' diye sarılıp kucaklaşmış. Orada ayaküstü sohbet etmişler. Tüm protokol bu dostluktan şaşkın... Konuk gittikten sonra patron Temel'i çağırıp, Krusçev'i nereden tanıdığını sormuş.
Temel 'Hiiç' demiş.
"Ben eskiden komünisttim... 1 Mayıs kutlamaları için parti beni Moskova'ya göndermişti. Orada tanışmıştım." Olay unutulmuş.
Üç beş ay sonra bu kez Amerika Başkanı Nixon gelmiş İtalya'ya. Yine aynı program ve fabrika ziyareti. Tezgâhların arasında 'Vay Temel. Vay Nixon.' muhabbeti...
İyice meraklanan patron ziyaretten sonra Temel'i yine çağırtmış. Soru da cevap da aynı; "Bir ara Amerika'ya göç etmeye kalkıştım. Newyork'ta başım polisle belaya girdi. Bu Nixon o zaman çiçeği burnunda bir avukattı. Beni o savunmuştu."
Olay bu kadarla kalsa iyi. İki ay sonra Fransa Başkanı De Gaulle ziyaretinde de aynı manzara yaşanınca Patron Agnelli derin bunalımlara girmiş. Kendisini tanıyan yok. Yanında çalışan Temel'in uluslararası çevresi var.
- De Gaulle'ü nereden tanıyorsun?
- Nazilere karşı Paris'te yeraltı savaşı yapıyorduk... Özel kuryesiydim.
- Sen herkesi tanır mısın?
- Evet, hemen hemen... Patron iyice hırslanmış.
- Neredeyse Papa da arkadaşım diyeceksin.
Temel gülmüş."Tabii. Yakın arkadaşımdır." Çıldırma noktasına gelen Agnelli haykırmış :
- İspatla... İspatlayamazsan kovarım...
Temel :
- Tamam, bu pazar ayininde Vatikan meydanında olun. Papa balkondan halkı takdis ederken ben yanında olacağım. Patron pazarı iple çekmiş. Vatikan'da Papayı bekleyen kalabalığın arasına karışıp beklemeye başlamış. Bir süre sonra Papa balkona çıkmış. Yanında Temel...
Kalabalığa bakıp, patronunu bulmaya çalışıyor. O sırada bir kargaşa olmuş. Biri bayılmış. Temel bayılanın kendi patronu olduğunu görünce Papaya "Bana müsaade" deyip meydana koşmuş. Agnelli yerde yatıyor. Bir iki kişi de ayıltmaya çalışıyor.
Temel çevresindekilere, "Bu benim patronumdur; ne oldu?" diye sorunca biri cevap vermiş :
- Siz Papa ile balkona çıktığınızda bunun önünde iki Japon turist vardı. Japonlardan biri senin patronuna döndü.
"Şu sağdaki bizim Temel, ama yanındaki kim?" diye sorunca seninki düşüp bayıldı.
Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki tüm saatleri toplayıp Saatçi Temel'e gider:
- Ula Temel, saatler geri alunacakmuş, Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel gayet kendinden emin:
Oyle yağma yok. Ben de duydum ancak, sadece 1 saat geri alinacakmuş. Bir tanesini alırım, gerisini almam...
Bugünkü Çaykara ilçesi (Kadahor) adı ile Of ilçesine bağlı bir bucak iken 1 Ocak 1948 tarihinde ilçe olarak teşkilatlandırılmıştır. 1927 tarihinde Bucak olmadan önce de KADAHOR adı ile yine "Of"un bir köyü idi. İlçenin 2000 yılı itibariyle nüfusu 7.000, denizden yüksekliği ise 315 metredir. Bu rakam sahilden uzaklaştıkça 3.000 metreyi bulur.
Kuzeyden Of, güneyden Bayburt, doğudan tekrar Of ve kısmen Rize, batıdan Sürmene ile çevreli bulunan Çaykara adını Solaklı ve Eğridere'nin birleştiği yerin hemen yanında Solaklı deresi kenarında bulunan Çaykara memba suyundan alır. Çaykara ve yöresi Rize'ye yakınlığından Türkiye'nin en yağışlı yerlerindendir. Kışları ılık ve karla karışık yağmurlu, yazları sıcak ve yağışlıdır.
879 km2. ilçe topraklarının büyük bölümü devlet ormanıdır. Devlet ormanları içinde kalan açıklık saha ile kültür arazisi karakterinde tapulu ağaçlıklarda bu miktarın içindedir.
Çaykara İlçesi Belde ve Köyleri
1- | Akdoğan |
2- | Arpaözü |
3- | Aşağıkumlu |
4- | Ataköy |
5- | Baltacılı |
6- | Çambaşı |
7- | Çamlıbel |
8- | Çayıroba |
9- | Demirkapı |
10- | Demirli |
11- | Derindere |
12- | Eğridere |
13- | Kabataş |
14- | Kayran |
15- | Koldere |
16- | Köknar |
17- | Köseli |
18- | Maraşlı |
19- | Soğanlı |
20- | Şahinkaya |
21- | Şekersu |
22- | Taşkıran |
23- | Taşlıgedik |
24- | Taşören |
25- | Ulucami |
26- | Uzungöl |
27- | Uzuntarla |
28- | Yaylaönü |
29- | Yeşilalan |
30- | Yukarıkumlu |
Kaynak:tr.wikipedia.org