Son Güncelleme: 2 Mayıs 2025 16:42:35

TRABZONLU Dergisi Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Sayı:3

Yayınlanma Tarihi : 11 Aralık 2009

TRABZONLU Dergisi Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Sayı:3

Yayınlanma Tarihi : 11 Aralık 2009

Mustafa CİNEL,
Ayla AKSOYOĞLU ve
Adil OCAK
Resim Sergisi

TRABZONLU Dergisi Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Sayı:3

Yayınlanma Tarihi : 11 Aralık 2009

TRABZONLU Dergisi Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Sayı:3

Yayınlanma Tarihi : 11 Aralık 2009

20 Şubat 2008 Panel
Oturum Başkanlığını Kal-Der Başkanı Çetin Nuhoğlu'nun yaptığı panele, Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Cirav, TEB Genel Müdürü Varol Civil, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şadan Eren, Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkanı A. Hamdi Gürdoğan, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, Trabzon Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı H. İbrahim Kalfaoğlu ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen katıldılar.

Prof. Dr. İbrahim Özen konuşmasında, üniversite olarak bu yıl ilk defa etkinliğe katıldıklarını belirterek KTÜ'nün 16 fakülte, 3 enstitü, 9 meslek yüksek okulu, 4 yüksek okul ve bir de devlet konservatuarı ile eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi.

Özen, üniversitenin varlığını ekonomik yönden değerlendirerek "Öğrencisi, akademik ve idari çalışanları ile Trabzon'u bir bilim kenti yanında eğitim, sağlık ve kongre kenti yapmak için uğraş veriyoruz." dedi.

Üniversite ve ilin sorunlarına da değinen Özen, Trabzon'a yetişmiş beyin göçünü getirememenin zorluğu içinde olduklarını ve özellikle iletişim fakültesi, güzel sanatlar fakültesi ve devlet konservatuarı gibi sosyal ve sanat dallarında öğretim üyesi bulmakta zorlandıklarını, Trabzon için ivedilikle bir Trabzon sempozyumu düzenlenmesi gerektiğini söyleyerek işsizlik konusunda "kısa-orta-uzun vadeli çözüm planı hazırlanmalı, kısa vadeliler hemen uygulamaya sokulmalı" diye konuştu.

Hamdi Gürdoğan da, Trabzon'un, tarihin her devrinde çok önemli devlet adamlarını çıkardığını ve o günlerde dahi marka şehir olmanın sinyallerini verdiğini söyleyerek şunları kaydetti: "Ancak soğuk savaş döneminde Asya bölgesi ile kapıların kapanması Trabzon'un uluslararası bir liman olarak önemini azaltmış ve buna bağlı olarakta bölge ekonomisinde gerilemeler yaşanmıştır. Günümüzde eşsiz doğal ve kültürel güzellikleriyle adından söz ettiren Trabzon, uluslararası ticaret merkezi olmayı hedef seçmiştir."

Varol Civil de, Trabzon ekonomisini bir bankacı gözüyle değerlendirerek Trabzon'un tarihten gelen stratejik konumundan dolayı önemli bir kent olduğunu ancak, Trabzon'dan hep övgü ile bahsetmenin de doğru olmayacağını söyleyerek Türkiye geneline bakıldığında Trabzon'un sosyo ekonomik gelişmişlik açısından 38. sırada, Karadeniz bölgesinde ise 6. sırada olduğunu ifade etti. Civil, bankanın bir hizmeti olarak Trabzon'a gittiklerini ve orada Trabzon'un ileri gelenleri ile yaptıkları toplantı sonucunda bir kitapçık yayınladıklarını söyledi. Trabzon için yapılması gereken çok şey olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Cirav, "Ancak herkesin de elini taşın altına koyması gerektiğini bugünkü etkinlikte de hatırlatmakta yarar var" diye konuştu.

Mehmet Cirav ise konuşmasında ağırlıklı olarak fındık ile ilgili son yıllarda yaşanan sıkıntıları dile getirerek şunları söyledi:
"Son iki yıldan beri fındık ihracatında miktarsal olarak çok ciddi bir gerileme vardır. Dünyanın hiçbir tarafında dünyaya yetecek kadar bir ürünü üretip te bunu satmamak için politika geliştiren bizim gibi bir ülke yoktur."

Fındık üreticisine mutlaka destek olunması gerektiğini vurgulayan Cirav, "Tek bir isteğimiz var. Üretmiş olduğumuz ürünün tamamını satmak, tamamını satmaya çaba sarf etmektir. Biz fındıkları depoda çürütecek kadar zengin bir ülke değiliz. Bunun satışının mutlaka sağlanması gerekiyor" diye konuştu.

İbrahim Kalfaoğlu da Trabzon ekonomisinde yaşanan sorunların çok uzun süreden beri devam edegelen sorunlar olduğunu, hepsini bugüne endekslemenin ise haksızlık olacağını söyledi.

Trabzon'un bir ticaret şehri mi, turizm şehri mi, tarım şehri mi, sanayi şehri mi, futbol şehri mi, spor şehri mi, üniversite şehri mi, sağlık kenti mi, eğitim kenti mi olduğunun sorgulanması gerektiğinin altını çizen Kalfaoğlu, Trabzon insanı başarısızdır, kolektif çalışmayı bilmezler gibi bir imajın büyük bir haksızlık olduğunu söyleyerek, "Trabzonlular, Karadenizliler bir araya gelir, fakat o organizeyi, o sinerjiyi sağlayacak olan bir güce ihtiyaç var." diye konuştu.

Şadan Eren de,"Trabzon'da en büyük sorun, bizi sanki başkaları idare ediyor gibi biz hep şikayet ediyoruz. Bugün en yüksek makamlarda Trabzonlular var. Bizlerin ağlamaya hakkı yok. Biz çözüm makamlarıyız, çözümü başkalarından beklemek yanlış, biz çözeceğiz. Kimse çocuklarının geleceğini başkasından beklememeli" dedi.

Trabzon'un hem göç alan hem de göç veren bir şehir olduğunu ancak, göç verirken kalifiye, vasıflı elemanları, insanları, göç alırken ise devamlı eğitime muhtaç, yeniden eğitilmesi, iş alemine yetiştirilmesi gereken insanlardan alındığını söyleyen Eren, "Türkiye'nin ekonomisi çok rahat değil ki Trabzon rahat olsun." dedi.

Vasıflı ve kalifiye eleman sıkıntısını çözmeye çalıştıklarını söyleyen Eren, hem işsizlik hem de eleman ihtiyacı olduğunu ve bu iki dengeyi örtüştürmek konusunda da çalışmalar yaptıklarını söyledi. Eren, "Tanrıya bize,fındığı verdiği için sitem etmeyelim, fındığın kabuğunu kırıp içini yiyelim, ona şükredelim." diye konuştu.

Akif Hamzaçebi ise son dönemlerde "dünya kenti" kavramının çok sık kullanılmaya başlandığını, Trabzon için dünya kenti tanımlamasını yapmaya çalışmanın ise gerçekte Trabzonluların bir özlemi olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Yüz yıl kadar önce yaklaşık 14 ülkenin konsolosluğunun yer aldığı ticaret merkezi olan ve bu özellikleri ile dünya kenti tanımına, kavramına yakın bir kent olan Trabzon için bugün dünya kenti sıfatı biraz uzakta kalmış durumda. Bizim hedefimiz, 21. yüzyılda ülkelerin rekabetinin söz konusu olduğu bir çağda, kentlerinde kendi içinde rekabetlerini dikkate alarak Trabzon'u bu kavrama yaklaştıracak adımları atmaktır. Dünya kenti olmanın birtakım şartları var. Ulaşım, altyapınız, telekomünikasyon, haberleşme alt yapınız son derece iyi olacak, sosyal olanaklarınız iyi olacak ve en önemlisi sermayenin merkezi olacak. Sermayeyi eğer Trabzon'a çekebiliyorsak Trabzon gerçekten büyük bir atılım yapacaktır."

1996 yılında Türkiye'nin de üyesi olduğu Gümrük Birliği ile birlikte Türkiye ekonomisinin önemli bir değişimin içine girdiğini, bu çerçevede tarım sektörünün ekonomideki payının giderek azaldığını söyleyen Hamzaçebi, Avrupa Birliği ülkeleri ile ve Türkiye'nin de üyesi olduğu OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda Türkiye'de tarım sektörünün payının yüksek olduğunu, Türkiye'de istihdam edilmiş kişilerin yüzde 27,3'ünün tarım sektöründe istihdam edildiğini, Trabzon ölçeğinde dikkate alındığında ise istihdamın yüzde 53'ünün tarımda olduğunu ve Trabzon'da tarım sektöründe gizli işsizliğin olduğunu ifade etti. Bu yapının mutlaka kırılması gerektiğini söyleyen Hamzaçebi "Birçok olanaklar, fırsatlar var, birçok özelliğimiz var; doğal güzelliğimiz, yayla turizmi potansiyeli, ticaret kenti Trabzon'un olmazsa olmaz bir hedefi olmalıdır, bu çerçevede üniversitemiz çok önemli bir varlığımızdır." dedi.

Üniversite bünyesinde kurulmuş olan ama henüz inşaatı tamamlanmadığı için yeteri kadar önem ve hız kazanmamış Teknoloji Serbest Bölgesi'nin Trabzon için çok büyük bir fırsat olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, "Bilgi teknolojilerinin yazılım bölümünü gerçekleştirecek faaliyetleri yapabilirsek Trabzon ve Türkiye yazılımdan çok büyük kazanç sağlayabilir. Bugün Hindistan sadece yazılım işinden 25 milyar dolarlık gelir elde etmiştir. Serbest Teknoloji Geliştirme Bölgesi inşaatını biz henüz tamamlayamadık, 4,2 milyon YTL bir proje bedeli vardır, 2,3 harcanmıştır, 1,9'a daha ihtiyaç var. İnşaatı bitireceğiz, dünya ölçeğindeki yazılım şirketlerini buraya çekeceğiz. Çevreyi kirletmeyecek bir yazılım işi, yazılım merkezi olma projesi Trabzon'a çağ atlatacaktır, Trabzon'u dünya kenti yapacaktır kanaatindeyim." diye konuştu.

Yayınlanma Tarihi : 7 Aralık 2009