Son Güncelleme: 29 Nisan 2025 14:18:05
Trabzon Dergisi 2015 Yeniden Merhaba...

Yeniden Merhaba...

Trabzon Derneği ve Trabzon Vakfı olarak 1987 yılında başladığımız “Trabzon Dergisi” yayınımıza uzun süre ara vermiştik 10.sayımızda sizlerle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Sizlerden ayrı kaldığımız süreçte kentimiz, vakfımız, derneğimiz ve hemşehrilerimiz adına çok şey değişti. Dernek Başkanımız Sabahattin Sağıroğlu’nu, kurucu başkanımız Ahmet Yıldız’ı, dergiyi birlikte çıkarmaya başladığımız yayın kurulu üyemiz Cengiz Özgün’ü birçok yönetici ve üyemizi kaybettik. Onları rahmet ve minnetle anıyoruz. Kentimiz yol ve rant kavgasıyla mimari, göç kaygısıyla sosyal, kültürel kimlik mücadelesi veriyor. Kentimize sahip çıkmak adına ortaya koyduğumuz yola çıkış felsefemiz hiç değişmedi. İnanıyoruz ki bu güzel, tarihi kent elbirliği ile yine eski dokusuna çağdaş kimliği ile dönecektir.

1869-1904 yılları arasında yayınlanan 22 ciltlik Trabzon Salnameleri’ni Kudret Emiroğlu’nun editörlüğünde orijinali ve yeni Türkçesi ile bir cilt dizin ekleyerek yayına hazırladık ve basımını 2012 yılında tamamladık. 1869-2009 yıllarını kapsayan Hüseyin Albayrak tarafından hazırlanan ve dört ciltten oluşan “Trabzon Basın Tarihini” 2010 yılında, Trabzon Karikatürcüler Derneği ile birlikte Adnan Taç’ın editörlüğünde hazırlanan “Karikatürde Bir Ziya” kitabını 2009 yılında, Yaşar Miraç’ın hazırladığı Subutay Hikmet Karahasanoğlu’nun çalışmalarını içeren ‘’Kitab-ı Hikmet’’ adlı eseri 2011 yılında yayınladık. Kadın Platformumuz, Fotoğrafçılık Kulübümüz, Türk Halk Müziği ve Sanat Müziği Korolarımız, Resim Kurslarımız, burslarımız, Temel Çağlayan Trabzon Araştırmaları Kitaplığı, yöresel mutfağımız, söyleşilerimiz, dinletilerimiz, geleneksel balomuz, Her Yönüyle Trabzon Etkinliklerimiz çalışmalarına heyecanla devam ediyor.

İlk sayımızda olduğu gibi bundan sonra da dergimiz belgesel, bilimsel, anısal ve görsel çizgisinde yayın hayatına yıllık periyotta devam edecektir. Dergimizin amacı yöresel bilgilerin toplandığı dünü ve bugünü yarına taşıyan bir zaman belleği işlevini yerine getirmektir.

Kent kültürüne katkılarından dolayı “Trabzon” Dergisine yazı, fotoğraf, belge ve eserlerini gönderen değerli araştırmacılara, sanatçılarımıza, yazarlarımıza, reklam vererek finansman katkısı sağlayan sponsorlarımıza, yayın kurulumuza, emeği geçen herkese Trabzon Vakfı ve Trabzon Derneği adına teşekkür ediyor, keyifle okumanızı, paylaşmanızı diliyoruz.

Bilgin Aygül
Trabzon Vakfı Başkanı

Yayınlanma Tarihi : 20 Eylül 2015
TEMEL AGA’DAN MEKTUP
Yüksek sesle okuyan:
Mustafa Reşat SÜMERKAN (Mimar, Öğretim Üyesi)
Üzum ayi - 2010 senesi

Çok Teğerli Kardaşum Ömer;

Evvela selam eder, her iki yanağundan öperum. Ağustosta görüşmemuzden bu yana nasılsun, eyi misun. Hal ve vaziyetun inşallah eyidur.

Ey gidi Ömer kardaşum, benum dertlerum bana yetmez miydi? Nerden açtun o koniyi. Durduğum yerde başuma bi dert daha ekledun. İnan ki sen gittukten beridur bu karayemiş konusuni düşünmekteyim. Sen gerçi çok heveslisun ama belli ki bu ağaci yetişturmek içun bayağı terliyeceksun. Sorarım sana, niye tabiata karşı gelmektesun. Okumuş yazmiş adamsun. Bizum buralarda hiç işittun mi, filancanun uşaği muz ağacindan düşti da koluni kırdi. Ömer kardaşum, hangi sebepten Trabzon’da muz ağaci yok ise, o yüzden İzmir’de da karayemiş ağaci bulunmaz. Bi kere oralar çok sicaktur, yağmuri azdur. Karayemişun yaşamasina uygun muhit değildur. Nasıl ki her adam her yerde yaşamak istemezse, ağaç da bi canlidur, karayemişun İzmir’e kani ısınmamiş olabilur.

Şimdi, sen bu teklifi yapandan beri aldi bağa bi merak. Düşünup duriyrım. Ne edelum da orada bir iki ağaç yetiştirelum, cümle aleme örnek olsun. Danişmadığum arkadaş kalmadi. Kahvede sordum, bir - iki yere da telefon ettum, herkes ayri bişe söyledi.

Öyle sanmaktayim ki, bizum en önemli poroblemimuz, karayemiş ağacina yabanci bi yerde olduğuni hissetturmemek. Gerisi çecuk oyuncaği. El memleketinde olduğuni anlamasun diye ağacun kafasına çuval geçurmeyeceğumuze göre, yabancıluk çekmemesi içun elumuzden gelen gayreti göstermemuz gerekmektedur.

Şimdi benum aklima gelen bazi düşünceleri sana aktarayim, sen da ayriyeten düşun; bi orta yol bulalum. Bi kere, senun dikeceğun karayemiş fidani, bilumum Ege bölgesinun tek karayemişi olacak. Düşünebiliy misun, sen Ege’de yaşiyan tek Trabzonli olsan ne ederdun. Adamun ödi kopar. Evunden dişari çikamaz. Bu karayemiş fidani ağuzsuz dilsuz mahlukattır. Senun insan olarak çekinduğun yerde taze bi fidancuk altina eder. Bu sebepten, yan yana iki üç tane kareyemiş fidani dikmen doğri olur. Yalanuzluk çekmesunler, birbirine omuz versunler. Haule el ayak çekilduğunde dertleşup muhabbet edebilsunler.

İkinci nasihatum, ki çok önemlidur; bu ağaç yemyeşil bi memleketun ağaci. Orada, o kupkuri memlekette derhal yabanci muhitta olduğuni anlayacaktur. Hissettuğu an kendini kahreder, iki günde kurur. Demek ki, orayi onun Trabzon’da yaşaduğu yerlere benzetmen lazim. Buni nasil yapacaksun? Ben sana buradan bi süri değişuk ağaç fidanlari, yeşullukler göndereyim. Karayemişun etrafina bir iki tane gavlağan ağaci, istiriç, osuruk hurmasi, kızilağaç, fınduk, yaban eruğu gibi onun yakindan tanıduğu arkaşlarindan dikmen lazim. Bu da yeterli değildur. Yerlerun da oyle fotbol sahasi gibi biçilmiş düz çimen olmamasi lazim... Ben sana gönderurum. Bi kaç tane sirgan, lüvera, eşek tikeni, domuz lahanasi, mora, tomara, zifin felan tikmek lazim. Gerçi evun önidur, orayi kafulluk, dikenluk yapman yakişuk almaz ama, karayemiş tutana kadar sineye çekeceksun.

Sana başka bir nasihat daha vereyim. Kulağunda küpe olsun. Yani, buralarda bi ağacun fidani tutsun diye boyle şeyler yapmak bizum aklımuza gelmez ama el memleketinde belki da gereklidur. Evun ön cephesine Trabzon’i, Sumela’yi, ne bileyim işte, Atatürk köşküni gösteren afişlerden, takvim yapraklarindan felan da as. Kareymişler seyretsun. Habu lafıma gülma. Her yoli denemek lazim. Faydasi dokunur, bilemezuk.

Şimdi, Ömer kardaşum, diyelum ki karayemişlerun etrafıni eyice Trabzon’a benzettuk. Yani tabiri caiz ise, çektur önünde foturaf da, de ki Trabzon’dur inansunlar. Bence gene da bazi eksukler vardur. Geçen gece düşundum. Manzara tamam ama; ağaçlarun sesleri, konuşulanlari duyduğuni anlaturlar.

Farzedelum ki senun uşak dişardan sana sesleniy ki, “buba ben Alsancak’ta arkadaşlarimlan buluşup Karşiyaka’ya gideceğum”. Kareymiş irkilip da demez mi: “Ula, ne Alsancaği, ne Karşiyaka’si. Burasi nere, ben nereyeyim?”

Bak Ömer kardaşum, bilesun ki o an kareyemişumuzi yitiriruk. Demek ki ne yapmak lazimdur? Buradaymişsun gibi hareket edup konişacaksun. Oyle, kibarlaşayim falan da dema. Hanimunlan, uşaklarlan gizli gizli karar edip anlaşun. İzmir’deki yerlerun, mahallerun adlarini kendi aranuzda değiştirun. Mesela, uşağun “Alsancak’ta buluşup Karşiyaka’ya gideceğuk” demesun da, “Uzunsokak’ta buluşup, Arafilboy’a gideceğuk” desun. Şifreyi zaten siz anlarsunuz. Bu arada onlarun hasretluk çektuğu şeylerun adlarıni arada sirada teleffuz edun. Mesela sen bazen dişari çik, yüksek sesle, kareymişun duyacaği şekilda hanıma seslen. De ki: “Hanım, benum canum sıkıldi, haule Sürmene’ye kadar gidi da geleyim. Belki arkadaşlarlan bi horon ederuk”. O da sana mesela seslensun ki, “Got kafali, Sürmene’ye gideceğina, git Vakfıkebir’e da al bi kilo tereyaği. Bu gün pazaridur. Evde yağımuz bitti. Dönerken da bak taze hamsi varsa al iki kilo, akşama edeyim bi buğulama”... Uyy, de haboyle, al karayemişun canıni. Vollahi o an yüreğinun yağlari akar.

Habu reçeteyi harfiyen uygula, bu sene değil ama gelecek sene karayemiş salkımlari yanaklarumuza sürünmezse adam değilum.

Ömer’cuğum, senlan habu işte başarıli olursak, ziraat ilimine da böyük faydamız dokunacaktur. Şubat ayinda karayemiş fidanlari yoldadur, bilesun. Gözlerunden öper, sıhhatli günler dilerum.

Tirabzondaki kardaşun Temel

(Tikkat: Bana hangi karayemiş cinsinden isteduğuni yaz. Aha liste veriyrum: Ayran karayemişi, Kirez karayemişi, Horoz karayemişi, Vavul karayemişi bi de yaban karayemişi...)

Trabzon 2015 Dergisinden

Yayınlanma Tarihi : 20 Eylül 2015
TRABZON VAKFI FOTOĞRAFÇILIK KULÜBÜ
2015-2016 DÖNEMİ GEZİ TAKVİMİ
Gezi Tarihi Gezi İli Gezi Yeri Konaklama Şekli Teknik Gezinin Konusu
3 Ekim 2015 Cumartesi 3-17 Ekim 2105 tarihleri arasında Yeni Başvurularının ve Kulüp Üyesi Fotoğraf Gönüllülerinin Kayıtlarının Yapılması Fotoğrafçılık Kulübünün Açılışı Vakıf binası 4.Kat Daire:13
11-16 Ekim 2015 Trabzon Batum, Artvin, Rize, Trabzon Yatılı Sonbahar renkleri Trabzon limanları ve yaylarının fotoğraflanması
24-25 Ekim 2015 Karabük/ Safranbolu Yenice Ormanları Yatılı (Safranbolu Konaklamalı) Sonbahar Renkleri (Renk, Kompozisyon, Makro ve Doku Çalışması)
15 Kasım 2015 Konya Bolluk ve Ters Akan Gölleri Günübirlik Kuş, Yansıma, Çölleşme ve Gün Batımı Fotoğraflanması
29 Kasım 2015 Ankara Kazan-Örencik Göleti Günübirlik Doku, Yansıma, Kompozisyon çalışması
13 Aralık 2015 Düzce Samandere Şelalesi Günübirlik Uzun Pozlama
27 Aralık 2015 Ankara Nallıhan Günübirlik Doku, Eski evler kompozisyon çalışması
9-10 Aralık 2016 Nevşehir Ürgüp/ Göreme/ Ihlara Vadisi Yatılı Kış fotoğrafları, doğal doku ve gün batımı
24 Ocak 2016 Ankara Çamlıdere-Peçenek ve Doymuş Köyleri Günübirlik Eski Köy evleri kanyon, yansıma ve doku çalışması
18-21 Şubat 2016 Almanya Trabzon Etkinlikleri-10 Yatılı Vakıf tarafından yürütülecek organizasyonun, Dortmund ve civarının fotoğraflanması
6-7 Şubat 2016 Konya Tirenle/ Sille- Şeytan Köprüsü, Kiliseler, Mevlana Yatılı Özel istekle yaparlarsa semazen fotoğrafı da çekebileceğiz.
12-13 Mart 2016 Afyon Frig vadisi Yatılı Şehir dokusu, Kale, Köy Yaşamı ve tarihi doku
27 Mart 2016 Ankara Nallıhan ve Çayırhan Günübirlik Tekne ile Yansıma Doku, Gün Batımı ve Renk Fotoğraflanması
09-10 Nisan 2016 İstanbul Şile-Ağva-Polenezköy-KERPE Yatılı Tüm Konular
24 Nisan 2016 Bolu Seben Göleti, Aldağ ve Sarıalan Yaylası Günübirlik Baharın tüm renkleri kapsamında Eğitim alınan tüm konular
14 Mayıs 2016 Yıl Sonu Sergisi
21-28 Mayıs 2016 Yıl Sonu Teknik Gezisi GAP Turu/Ege turu (Detay kısmı gönderilecek)
Tarihini beraber kararlaştıralım Konya Beyşehir gölü/Leylekler Vadisi Konaklamalı Tüm Konular
Yayınlanma Tarihi : 18 Eylül 2015
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

Vakıf üyelerimizden
Nurhayat Şen
vefat etmiştir.

Merhumun cenazesi, 18 Eylül 2015 Cuma günü Ankara Karşıyaka Mezarlık Camiinde kılınacak öğle namazından sonra defnedilecektir.

Merhuma Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.

Yayınlanma Tarihi : 18 Eylül 2015

Perşembe Söyleşileri: Trabzon Ekonomisinde Gündem

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı
Sayın Mustafa Şadan EREN ve
Trabzon Vakfı Başkanı
Sayın Bilgin AYGÜL'ün konuşmacı olarak katıldığı

"Trabzon Ekonomisinde Gündem"

konulu söyleşi, 17 Eylül 2015 Perşembe günü
Trabzon Vakfı Ahmet Yıldız Konferans Salonunda gerçekleşti.

Yayınlanma Tarihi : 18 Eylül 2015