Dernek üyemiz Mümtaz Bayram, Yılmaz ve Nilgün Bayram'ın anneleri ve Dernek üyemiz Metin Kulein'in kayınvalidesi
FATMA BAYRAM
vefat etmiştir.
Merhumenin cenazesi, 16 Aralık 2020 çarşamba günü Beşikdüzü'nde kılınacak ikindi namazından sonra aile mezarlığına defnedilecektir.
Trabzon Vakfı ve Derneği adına Merhumeye Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
Vakfımız üyesi, gazeteci, yazar ve tiyatrocu
İLKAY SOMEL
vefat etmiştir.
Merhumun cenazesi, 12 Aralık 2020 cumartesi günü, İzmir Urla'da defnedilecektir.
Trabzon Vakfı ve Derneği adına Merhuma Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
1943 yılında Trabzon'da doğdu.
1963 yılında, Sabah Postası gazetesinde gazeteciliğe başladı. Muhabirlik,
röportaj yazarlığı ve sayfa sekreterliğinden sonra gazetenin yönetimini üstlendi.
Askerlik hizmetinden sonra Hürriyet gazetesi Yıldırım Servis müdür yardımcılığı görevini üstlendi. Daha sonra Günaydın gazetesinde sayfa sekreterliği yaparken, Bursa Hakimiyet gazetesini kurmakla görevlendirildi ve Bursa'ya gitti. Bir buçuk yıl bu gazetenin yayın yönetmenliğini yaptı. 1976 yılında Son Havadis gazetesi Ankara temsilcisi oldu. İki yıllık bir çalışma döneminden sonra Akajans yurt haberler müdürlüğü görevini üstlendi. Daha sonra da Günaydın Gazetesi Ankara bürosunda görev aldı. Web Ofset bünyesinde yayınlanan Ekonomik bülten gazetesinin Ankara temsilciliğini yaptı ve daha sonra da aynı grubun Ankara'da yayınlanan Ulus isimli gazetesinin yayın yönetmeni oldu. Burada ayrıldıktan sonra Hürriyet Dergi Grubunun Ankara bürosunda röportaj yazarlığı yaptı.
Evli bir çocuk ve bir torun sahibi olan T.İlkay Somel'in 5'i sahnelenmiş 6 tiyatro eseri ve bir de hikaye kitabı var.
ORHAN VELİNİN İSTANBUL'UNA İNAT
İlkay SOMEL (Gazeteci-Yazar)
Yine cisil-cisil mi yağıyor yağmur Uzunsokak'ın
taşlarına?
Kanita'nın kayalıklarında martılar gizliden gizliye öpüşüyorlar mı?
Trabzon'u düşünüyorum, Orhan Veli'nin İstanbul'una inat...
Taşbaşı'nın denize inen dar sokağında bağıran
hamsicinin sesi geliyor...
Tavada cızır-cızır öten tereyağının kokusuna,
dalları koca duvarları aşıp dar sokaklara uzanan
incir yaprağına Taksim Meydanı'ndaki limoncunun tablasına bir hoş olmuşum...
Anıların Trabzon'unu düşünüyorum, ayrılıkların ötesinde bir yerden...
Kalkanoğlu'nun pilavını, Mehmet Salih'in çayını, Gülbahçe'nin dönerini, pazar sabahlarının vazgeçilmez peynirlisini çekiyor canım...
Trabzon'u düşünüyorum, Orhan Veli'nin İstanbul'una inat...
Dostlarım geçiyor gözlerimin önünden, Ali Kalkanoğlu'nu, Suat Oyman'ı, Kamil Ergüney'i, Ahmet Selim Teymur'u anıyorum rahmetle..
Aylardan ekim. Ankara, kışa hazırlandığını anlatıyor iliklere işleyen soğuğu ile. Ve gecenin bir yerinden bir keman sesi geliyor dalga dalga...
Yoksa diyorum “Yoksa Temel Şükrü Doğru mu
çalıyor?” götürüveriyor... Temel Şükrü Doğru'nun
kemanı, Suat Kurtuldu'nun yaylı tamburu, Taşkın'ın kanunu ve Ahmet Yardımoğlu'nun ritm sazı... Siz, sizler musıki ziyafetini sürdürüyor musunuz? Temel abi, bir segah taksim rica etsem lütfeder misin? Ya sen Suat abi saba'da gezinir misin
lütfen, Taşkın'ın Ahmet'im bir nihavent longaya ne
dersiniz?
Karadeniz Kulübünün köşesinde Ziyad Nemli
dikiliyor karşıma. “Hadi gel” diyor, “Nereye? Yeni
hikâyelerini okumaya mı?” “Yok mu yenileri? Neden? Neden susturdun o güçlü kalemi? Kızıyorsun
bana biliyorum. Olsun istediğin kadar kız, ama darılma. Hakkın yok susmaya.
Hiç birinizin hakkı yok susmaya o güzelim şehrin güçlü sanatçılarının...
Tablolarını kendine mi saklıyorsun Okan Çağal? Başkaları görmesin mi?
Yağmur cisil-cisil. Taksim'den aşağıya doğru
yürüyorum... Manolya ağaçlarının yaprakları yıkanıyor... Sümer Sineması'na giden aralığı geçip duruyorum. Amatör Tiyatro Klubü perdelerini açıyor mu? Neler oynanıyor? diyorum. Cevap veren çıkmıyor? 1963'lerin o güzelim tiyatrosunu oluşturan
ve bizlere sahne sevgisini aşılayan, saygıyla rahmetle andığım Haluk Ongan'ın Yusuf Sezgin'in boyunları bükük gibi...
Ha sahi, bu yıl bıldırcın düştü mü çok? Fenerini,
lüksünü alan koşmuştur yamaçlara.
Türküler yakılıyormu yine fındık toplanırken?
Sevdalılar yavuklularına fındık paraları alındıktan
sonra mı kavuşuyor?
O eski kışlar herhalde artık olmuyordur. Hani o
yağdı mı alabildiğine yağan kar, çamların dallarını
yerlere kadar eğer, her yanı bir garip sessizlik kaplardı. Sonra bir güneş süzülürdü o doyumsuz güzelliğin üstüne...
Uzun sokak, anıların sevgilisi...
Turhan Feyzioğlu, hatırlıyormu acaba Ece'mizin, rahmetle saygıyla andığım Muzaffer Feyzioğlu'nun dolabına anahtar uydurup film oynattığımız
günleri...
Nice sevgiler, nice sevgililer gelip geçmiş Uzun
Sokak'ın taşları üzerinden...
Hamsi tavası ile rakı ne güzelde buluşurdu Niyazi Tarakcıoğlu'nun sofrasında diyecek oldum ve
hemen sonra telefonun öteki ucunda Tarakcıoğlu'nun dost sesini duydum. Üstad Orhan Veli'nin
İstanbul'una inat Trabzon'u düşünüyorum dedim... Yorozdan patlayan Karayel gibi esiyor gönlümde hatıralar dedim... Ve Trabzon'u yaşadık soğuk bir Ankara akşamında telefonun tellerine inat.
Hani şarkılar vardır, yeşil gözlü sevgliye seslenen... Sevda yüklü şarkılar... Kimdir o sevgili bilinmez de uzun siyah saçlarıdır bilinen ya, işte öyle bir
şey gurbette yaşanan anılar...
Anılar denizinin dalgalarını dindirmeli diyorum.
Sonra gidip Kanita'dan güneşin batışını seyretmeli
ardından da Bodos'un meyhanesinde bir güzel içmeli. Tabakta palamut tava, bardakta da rakı bitince vurmalı kendini o güzelim şehrin sokaklarına.
Önce Kunduracılar caddesinden yürümeli Semerciler başına kadar, ordan dönüp Maraş Caddesine
çıkmalı. Varsın yağsın cisil-cisil yağmur üstüne. Ellerin cebinde ya, yürüyorsun ya o şehrin sokaklarında, Yağmurdan sana ne... Ama sıra anılar sokağına gelince girmemeli, yürüyüp gitmeli İskele caddesinden limana, oradan da mendireğe, ta ucuna
kadar. Çökmeli bir taşın üstüne Trabzon'a karşı.
Ama karayel patlamış, fırtına varmış, dalgalar
adam boyu geliyorlarmış, ıslanıyormuşsun, vakit
akşamlardan bir akşammış sana ne. Hele bir de,
“Bir gün bana geleceksin yıllardan sonra
İnce bir yağmurla ıslanmış yorgun” diyorsan,
daha ne istiyorsun.
Lacivertin en güzelinin kıyılarını köpük-köpük
oyalarla işlediği, yeşilin bin tonunun koynunda yaşayan, başı karlı yüce dağların selam durduğu o güzelim şehre, Ankara'nın soğuk akşamlarından binlerce sevgi...
Vakfımız ve Derneğimiz üyesi Doç.Dr.Hikmet Topaloğlu'nun babası
CEMAL TOPALOĞLU
vefat etmiştir.
Merhumun cenazesi, 14 Aralık 2020 pazartesi günü Vakfıkebir'de kılınacak öğle namazından sonra aile mezarlığına defnedilecektir.
Trabzon Vakfı ve Derneği adına Merhuma Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
Trabzon eski milletvekili Adil Ali Cinel'in kardeşi
KERİM HADİ CİNEL
vefat etmiştir.
Merhumun cenazesi, 13 Aralık 2020 pazar günü Trabzon Beşikdüzü'nde defnedilecektir.
Trabzon Vakfı ve Derneği adına Merhuma Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
Trabzon'un değerli siması Aydın Valisi Hüseyin Aksoy'un, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesi Başkanı Fatih Aksoy'un,
Hasibe Usta'nın, Zehra İmamoğlu'nun, Hasan Salih Aksoy'un, Halil Aksoy'un, Hamit Zafer Aksoy'un, Yavuz Aksoy'un ve Nusret Baba Aksoy'un babaları, Dr. Hakan Usta'nın ve Trabzon Vakfı Denetim Kurulu Üyemiz Ömer Faruk İmamoğlu'nun kayınpederleri
SEYFETTİN ASLAN AKSOY
87 yaşında hayatını kaybetti.
Merhumun cenazesi, 25 Kasım 2020 çarşamba günü saat 11:00'de, Trabzon Köprübaşı Camii'nde kılınacak cenaze namazından sonra aile mezarlığına defnedilecektir.
Trabzon Vakfı ve Derneği adına Merhuma Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.