Son Güncelleme: 2 Mayıs 2025 16:42:35
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

Vakfımız üyelerinden, Sayın İsmet Tufan Yazıcı'nın ağabeyi
SABRİ TUFAN YAZICI
vefat etmiştir.

Merhumun cenazesi, 20 Mart 2015 Cuma günü Trabzon İstanbul Büyükçekmece'de kılınacak öğle namazından sonra defnedilecektir.

Merhuma Allah'tan rahmet, acılı ailesi ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.

Yayınlanma Tarihi : 19 Mart 2015

"Söyleşi: 100. Yılda Çanakkale 1915"

Araştırmacı Yazar Hüsnü MERDANOĞLU'nun konuşmacı olarak katıldığı "100. Yılda Çanakkale 1915" konulu söyleşi, 18 Mart 2015 Çarşamba günü Trabzon Vakfı Ahmet Yıldız Konferans Salonu'nda gerçekleşti.

Söyleşi, Ozan Sevdai'nin şiir ve kahramanlık türküleri seslendirmesi ile sona erdi.

ÇANAKKALE SAVAŞLARININ ULUSAL ÖNEMİ
Hüsnü MERDANOĞLU

13. yüzyılda kurulan ve 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya (Avrupa, Asya ve Afrika) yayılarak dünyanın önde gelen devleti konumuna yükselen Osmanlı İmparatorluğu, gelişen ve değişen teknik, ekonomik, askeri, siyasi ve benzeri yaşamsal önemde olan koşullarına uygun yönetilemediği için; duraklama, gerileme ve yok olma süreci yaşamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunun yaklaştığı süreçte, "Hasta Adam" olarak anılır olmuştur.

 

“Hasta Adam”, Birinci Dünya Savaşı sonrasında ömrünün tamamlamış, Mondros Mütarekesi ile ölüm raporu hazırlanmış, Sevr Antlaşması ile de mirası paylaşılarak defin işlemi gerçekleştirilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı Süreci

Din kullanılarak aşırı zenginleşmeye ve yozlaşma tepki olarak dini reformu, özgür düşüncenin önünü açan Rönesans’ı gerçekleştiren Avrupa devletleri, 18 ve 19 yy da sanayi (endüstri) devrimini gerçekleştirmişlerdir. İngiltere Endüstri Devrimi sonrasında; daha çok üretmek için daha çok hammaddeyi elde etmek ve ürettiği sanayi mallarına müşteri bulmak için denizaşırı ticarete yönelerek yeni yeni sömürgeler oluşmuştur.

Diğer Avrupa devletleri olan Almanya ve Fransa’nın İngiltere ile çıkarları çatışmaya başlaması sürecinde Birinci Dünya Savaşı (Paylaşım Savaşı) çıkmıştır.

İttifak Devletleri; Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan ile İttihat ve Terakki yönetimindeki Osmanlı İmparatorluğu.

İtilaf Devletleri; İngiltere, Fransa ve Rusya (Sırbistan-Karadağ, Belçika, ABD, Yunanistan, Japonya, Portekiz, Romanya ve sömürge ülkeleri-Afrika, Kıbrıs, Arap ülkeleri, Avustralya ve Yeni Zelanda).

Çanakkale Savaşları bu paylaşım savaşının bir bölümünü oluşturmuştur.

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na girdiğinde ekonomik, sosyal ve teknolojik yönden rakiplerinden oldukça geri durumdaydı. Bu bağlamda; Osmanlı’nın nüfusu 22 milyon iken, İngiltere’nin 45 milyon, Fransa’nın 40 milyon, Almanya’nın 65 milyon idi.

Yıllık çelik üretimi Almanya’da 17 milyon ton, İngiltere’de 7 milyon ton, Rusya’da 4,5 milyon ton iken, Osmanlı Devleti’nde sıfır idi.

İngiltere’nin büyük savaş gemisi (Kruvazör) sayısı 121, Rusya’nın 14, Almanya’nın 57 iken, Osmanlı’nın hiç yoktu.

Bu koşullarda Osmanlı Ordusu; Kafkasya, Sina ve Filistin, Irak, Hicaz-Yemen, Çanakkale Cephelerinde savaşmıştır.

Osmanlı yönetimi Birinci Dünya Savaşı sürecinde “Kutsal Cihat- Cihat-ı Ekber” ilan (11 Kasım 1914) ederek, Müslümanlardan yardım beklemiştir. Ne var ki, Arap devletleri Kutsal Cihat’a önem vermemişlerdir.

İlginç olan ise Cihad-ı Ekber ile Müslümanların, Almanlara yardım etmelerini önerilmiş iken, Teşkilat-ı Mahsusa (günümüzün Milli İstihbarat Teşkilatı) görevlileri Osmanlının müttefiki olan Almanların, Osmanlının savaş halinde olduğu Ruslarla gizli görüşme yaparak, İstanbul’un Ruslara bırakılması konusunu görüştüklerini tespit etmişlerdi.

Çanakkale Savaşları ve Kurtarıcının Kendini Kanıtlaması

19 Şubat 1915 günü Çanakkale Boğazına gelen saldırganların 18 Mart 1915 günü saldırıları ile savaş başlamıştır. Yarbay rütbesiyle Çanakkale Savaşlarına 19. Tümen Komutanı olarak katılan Mustafa Kemal’den başka elbette başka komutanlarda var idi. Ancak Mustafa Kemal, aşağıda özetlenen en az beş ayrı askeri başarıları nedeniyle diğer komutanlardan farkını ortaya koymuştur.

  1. 25 Nisan 1915 sabahından itibaren düşman Arıburnu’na çıkarma yapmış Conkbayırı’na ilerlemektedir. Mustafa Kemal ilerleyen düşmandan geri çekilen Türk askerlerine rastlamış ve onlara “düşmandan kaçılmaz, cephaneniz yoksa süngünüz var” içeriğindeki o ünlü emrini vermiştir:
    Böylece zaman kazanmış olan Mustafa Kemal, düşmana saldırıda bulunmak için Kolordu komutanından müsaade istemiştir. Mustafa Kemal’in tümeni ordu ihtiyatı olması nedeniyle Kolordu komutanı gerekli iznin Ordu komutandan almasını önermiş, Ordu komutanı ile iletişim kuramayan Mustafa Kemal ihtiyat tümenii komutanı olduğu halde, üstlerinden talimat almayı beklemeden hücum emrini vererek, düşmanı durdurmaya başarmıştır.
  2. 7 Ağustos 1915 gününü düşmanın bir kolu yine Conkbayırı’na ilerlemektedir. Durumu fark eden Mustafa Kemal, düşmanın bulunduğu bölgede sorumluğu olmadığı halde elindeki sınırlı imkânlarla düşmanı durdurmayı başararak ikinci kez Conkbayırı’nı kurtarmıştır.
  3. Düşman 6 Ağustos günü, Arıburnu bölgesinden yoğun bir saldırı başlatmıştır. 19. Tümen Komutanı Musta­fa Kemal, 8 Ağustos gecesi Anafartalar grup komutanı olarak atanmıştır. Günlerden 9 Ağustos 1915’tir. Anzak ve İngiliz birliklerinden oluşan düşman güçleri, Mustafa Kemal’in komuta ettiği Türk süngü hücumu karşısında denize doğru kaçmaya başlamışlardır.
  4. Düşmanın üst üste yenilgisinin acısını çıkartmak için 10 Ağustos günü Conkbayırı’na taarruz edeceğini değerlendiren Mustafa Kemal, düşmanın yapacağı taarruza karşı koyamayacak ka­dar zayıf olmasına rağmen, düşmandan önce Conk­bayırı’ndan süngü hücumuna karar vermiştir. Henüz uykuda olan düşman, bu sessiz hücum karşısında neye uğradığını şaşırmış, bozulmuş, dağılmış ve çok kayıp vererek kaçmıştır.
  5. Düşman 21 Ağustos 2015 günü altı tümenle (yaklaşık 70 bin kişi) Anafartalar Ovası’nda taarruza başlamıştır. Düşmanın bu gücüne karşılık iki Türk tümeni (yaklaşık 18 bin kişi) bulunmaktadır. Düşman donanmasının yoğun ateşi altında, bu kuvvetlerle bu büyük taarruzu durdurmak mümkün değildir. Bir Türk tümeni de oldukça geride olduğu için kısa sürede yetişmesi mümkün değildir. Böylesi bir olağanüstü durum karşısında, gerideki tümenin yetişmesi için zaman kazanmak gerekmektedir. Aksi halde yenilgi kaçınılmazdır.

Bu koşullar karşısında askeri deha devreye girmiştir. Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal, elindeki süvari alayını, savunma durumda olan kuvvetlerimizin üzerinden aşırtarak taarruz için ilerlemekte olan düşmanın üzerine hücum ettirmiştir. Böylece ihtiyaç duyulan zaman kazanılmış ve beklenen Türk güçleri cepheye yetişmiştir.

Sonuç

Birinci Dünya (Paylaşım) Savaşı’nın bir cephesini de Kafkasya oluşturmuştur. Kafkasya Cephesinde Rusların elindeki bölgeleri geri almaya yönelik yürütülen «Çevirme Harekâtı»; ayağı çarıksız, sırtı paltosuz açlık, yorgunluk nedeniyle doğru nişan alarak savaşmak biryana, silahını bile elinde tutacak güçten yoksun askerle, sıfırın altında eksi 15-20 derece soğuk koşullarında, 2375 metre yüksekliğinde Gaziler Geçidini, tipi altında yürüyerek geçmeyi gerektirmiştir. Bu güç koşulara bir de bir an önce Rusları yenip “Paşa” olma hırsı katılınca 90 bin kadar can göz göre göre ölümü sürüklenmiştir. Donmaktan kurtulanlar da tifüs hastalığından kurtulamamışlardır.

22 Aralık 1914’te “Sarıkamış Bozgunun” yaşanılmış olmasının hemen sonrasında (1915’te) Çanakkale Savaşlarının kazanılmış olması, yakın tarihimiz yönünden çok önemi bir sonuç doğurmuştur.

Çanakkale savaşlarının ülkemiz yönünden en önemli sonucu, Mustafa Kemal’in becerisini, güvenirliğini ve zoru başarabileceğini kanıtlamış olmasıdır. Bu başarıdır ki, Mustafa Kemal’i Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın öncüsü ve Başkomutanı yapmıştır.

Birçok destanın yaşanıldığı Çanakkale Savaşları’nda, 57 bini şehit olmak üzere 252 canın zayi olması ile Çanakkale Boğazı geçilememiştir. Ne var ki, Osmanlı yönetiminin imzaladığı, 18 Kasım 1918'de Mondros Mütarekesi ile 10 Ağustos 1920 günü de Sevr Antlaşması ile Çanakkale ve İstanbul boğazları saldırgan güçlere teslim edilmiştir.

Bu süreçte bir zaman dünyanın en güçlü devletlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğu tarihe gömülürken Padişah ve Osmanlı yönetimi, İstanbul’da saltanatını koruması karşılığında Türk halkının Anadolu’nun küçük bir bölümüne sıkışmasını kabul etmiştir.

Bu duruma razı olmayan ve Türk milletinin gerektiğinde yurdu için canını verecek kadar özverili olduğuna, cephede bizzat tanık olan Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’dan Kurtuluş Savaşını başlatmıştır.

Hiç şüphe yoktur ki, Mustafa Kemal’in öncü olmasında Çanakkale Savaşları’ndaki başarıları olmuştur. Balkanlarda ve Sarıkamış’ta yenilgiye uğrayan, Çanakkale Savaşlarında varlığını yeniden kanıtlayan Anadolu ve Batı Trakya halkı, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yapıp kazanarak, Osmanlı’nın kalıntıları üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmayı başarmışlardır.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti var ise bu var oluşun, başlangıcı Çanakkale Savaşlarıdır.

Hüsnü MERDANOĞLU,
1951 yılında Şarkışla’nın Kaymak köyünde doğdu.

Ankara İktisadi Ticari ilimler Yüksek Okulu ile Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Kamu Yönetimi Uzmanlık bölümünü bitirdi. İş yaşamı yanında, Atatürkçülük konusunda araştırma ve incelemeye yoğunlaştı.

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi, Eğitim komisyonu Başkanlığı, Genel Merkez Genel Disiplin Kurul üyeliği yaptı. Halen ADD Bilim ve Danışma Kurulu Üyesidir. Atatürkçü Düşüncenin (Kemalizm’in) yurttaşlarımız tarafından olabildiğince doğru anlaşılması için yurdumuzun birçok yöresinde konferanslar verdi ve bu doğrultuda birçok dergide çok sayıda makalesi yayımlandı.

YAYIMLANMIŞ KİTAPLARI
  1. Tarihi Gerçekler Işığında Atatürkçü Düşüncenin Evrenselliği
  2. AB Üyeliğine Atatürkçü Yaklaşım (Küreselleşme Sürecinde Atatürkçü Düşünce)
  3. Ulusal Kurtuluş Süreci ve Kuvayı Milliye
  4. Kemalizm ile AB’nin Çelişkisi
  5. Kemalizm ile Bütünleşen Alevilik
  6. Tarihi Gerçekler Işığında Dersim’den Ders Almak
  7. Tarihi Gerçekler Işığında 100 Soruda Alevilik
Yayınlanma Tarihi : 18 Mart 2015

Başkent´te Kadın Platformu!

Ankara’daki Trabzon Vakfı'na bağlı olarak çalışan Kadın Platformu, 5’inci kuruluş yıldönümünü kutladı. Kutlamaya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

Platformun Başkanı Yüksel İskender Aksu bir Yomra kadını. Uzun yıllardır Ankara’da. Şimdi bu gönüllü işi yapıyor. Hem de çok başarılı. Aksu Trabzon’un kadınla ilgili her türlü faaliyetinde yer alıyor. Platform öğrencilere burs veriyor. Trabzon kadınlarının sorunlarını seslendiriyor, geçmişle gelecek arasında köprü kuruyorlar. Trabzon’da Osmanlı’dan Cumhuriyet'e kadının olduğu her alanda yaşananların belge ve bilgisini topluyor, sempozyumlar düzenliyorlar.

Kadın Platformu, Trabzon’da kadının siyasette etkin olmasıyla ilgili de çalışmalar yapıyor. Özellikle yılın belli aylarında kadın sorunlarıyla ilgili tartışma platformları düzenlemesi de Trabzon’un derin kadın kültürüyle ilgili gelişmelerin gün ışığına çıkmasına vesile oluyor.

Kadın Platformu'nun 5’inci yaşını kutluyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz.

http://www.trabzonajans.com/trabzon/baskentte-kadin-platformu-h21909.html

trabzonajans.com 17 Mart 2015 Saat: 11:49

Yayınlanma Tarihi : 17 Mart 2015

Söyleşi

Araştırmacı Yazar Hüsnü MERDANOĞLU,
"100. Yılda Çanakkale 1915"
söyleşisi ile 18 Mart 2015 Çarşamba Saat 13:30'da
Trabzon Vakfı Ahmet Yıldız Konferans Salonu'nda bizlerle olacaktır.

Katılımlarınızı bekliyoruz.

Hüsnü MERDANOĞLU,
1951 yılında Şarkışla’nın Kaymak köyünde doğdu.

Ankara İktisadi Ticari ilimler Yüksek Okulu ile Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Kamu Yönetimi Uzmanlık bölümünü bitirdi. İş yaşamı yanında, Atatürkçülük konusunda araştırma ve incelemeye yoğunlaştı.

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi, Eğitim komisyonu Başkanlığı, Genel Merkez Genel Disiplin Kurul üyeliği yaptı. Halen ADD Bilim ve Danışma Kurulu Üyesidir. Atatürkçü Düşüncenin (Kemalizm’in) yurttaşlarımız tarafından olabildiğince doğru anlaşılması için yurdumuzun birçok yöresinde konferanslar verdi ve bu doğrultuda birçok dergide çok sayıda makalesi yayımlandı.

YAYIMLANMIŞ KİTAPLARI
  1. Tarihi Gerçekler Işığında Atatürkçü Düşüncenin Evrenselliği
  2. AB Üyeliğine Atatürkçü Yaklaşım (Küreselleşme Sürecinde Atatürkçü Düşünce)
  3. Ulusal Kurtuluş Süreci ve Kuvayı Milliye
  4. Kemalizm ile AB’nin Çelişkisi
  5. Kemalizm ile Bütünleşen Alevilik
  6. Tarihi Gerçekler Işığında Dersim’den Ders Almak
  7. Tarihi Gerçekler Işığında 100 Soruda Alevilik
Yayınlanma Tarihi : 17 Mart 2015

Röportaj: ‘SON PROVA!’
Bilgin AYGÜL
Trabzon Vakfı Başkanı

18 Şubat 2015 TAKA

http://takaonline.com/roportaj/son-prova/

Trabzon Vakfı Başkanı Bilgin Aygül, 9’uncusu yarın başlayacak ‘Her Yönüyle Trabzon’ Günleri Öncesinde Taka’ya konuk oldu:

Dünyayı Bilen Adam

Bilgin Aygül. Trabzon sevdalısı bir değer o. Ankara’da Siyasal Bilgiler fakültesini bitirdi ama Kaymakam olmadı, Valiliği istemedi. O dünyayı bilmek istedi ve bunu da başardı. Tam 41 ülkede fuarlar açtı. Ankara’da bulunduğu dönemde Trabzon ile dertlendi. Trabzon Kültür Derneği’nin Trabzon Vakfının yönetimlerinde yer aldı. Aygül, bilgi birikimi, Trabzon’un değerlerini kucaklaması ve Kültür varlıklarını koruması anlamındaki çabaları ile kendini Vakıf Başkanlığında buldu. Ve Aygül düğmeye bastı. Trabzon’u Ankara’ya taşıdı. Güçlü bir ekiple birlikte Her yönüyle Trabzon etkinliklerini gerçekleştirdi ve binlerce insan Atatürk Kültür merkezinin koridorları ve salonlarını doldurdu. Türkiye’de bir ilki başaran adam oldu aynı zamanda. Tam 9 yıldır kendisiyle etkinlikler öncesinde konuşuyoruz. Bu yıl farklı sorularımız oldu ve önemli cevaplar verdi. Bu cevapları verirken de Trabzon sevdasını ortaya koydu:

Karadan Havadan Köln’e

TAKA: Sayın Başkan, 9’uncu “Her Yönüyle Trabzon” etkinlikleri hayırlı olsun. Bu etkinliklerin 10’uncusu Almanya’da olacak, bunu müjdelediniz, neler söyleyeceksiniz?

BİLGİN AYGÜL: Evet “Her Yönüyle Trabzon” etkinliklerini ilk günden beri düşündüğümüz ancak bir türlü gerçekleştiremediğimiz Almanya ya taşıyoruz.24 28.Şubat.2016 tarihlerinde Kentimizi her yönüyle tanıtmak, paylaşmak üzere çalışmalara başladık. Hedefimiz yalnız hemşerilerimiz, vatandaşlarımız değil aynı zamanda 178başta Almanlar olmak üzere tüm Avrupalılar. 2016 yılı bizler ve bu proje için farklı bir anlam taşıyor.2016 yılı “Her Yönüyle Trabzon” Etkinliklerinin 10.Yılı, Trabzon Vakfının Kuruluşunun 30.Yılı, Trabzon Derneği’nin Kuruluşunun 40.Yılı aynı zamanda Trabzon un fethinin 555.Yılı, Başta Trabzon, Doğu Karadeniz olmak üzere Türkiye’den Almanya ya göçün 55.Yılı Düşüncemiz 555 kültür ve sanat insanı ile İstanbul’dan Köln’e trenle ulaşmak ayrıca Trabzon dan özel bir uçak kaldırmak. Projeyi yine başta Trabzon Belediyesi, Valiliği, Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği, Doğu Karadeniz İhracatçı Birliği, Trabzon Basını, Sivil Toplum Örgütleri kısacası Trabzon un tüm aktörleri ile birlikte yaşama geçireceğiz. Projemizin kurgusu çok değişmeyecek ancak kültürel faaliyetler, konserler, söyleşiler, dinletiler, sergiler daha ağırlıklı olacak. Projeyi Avrupa Trabzon Dernekleri Federasyonu ile birlikte organize etmeye çalışıyoruz. Destek olacak fikirlere, kuruluşlara kapımız açık hep birlikte Trabzon’u en iyi tanıtmak ve sonuç almak istiyoruz. İnanıyoruz ki yöresel kültürü bilmeyen, ulusal kültüre ve evrensel kültüre evrensel değerlere ulaşamaz.

Trabzon İnsanı Bizi Hep Destekledi

TAKA: Sayın Aygül, kendi özel işlerinizden kısarak Vakfı bir marka yaptınız oysa Vakıf köşede unutulmuştu, nasıl başardınız?

BİLGİN AYGÜL: Bu görüşe katılmıyorum, Derneğimiz ve Vakfımız Yöremize ve yöremiz insanına hizmette hep önde olmuştur ancak bu etkinlik popüler oldu ve yüz binleri kucakladı, ayrıca diğer illerde örnek alınca çok konuşulur hale geldi, konu Trabzon ise niyetiniz de iyi ise marka olmak, başarılı olmak zor değil Trabzon gibi güzel bir kent ve bu güzel kentin insanlarının desteği işin önemli kısmı.

Kent Üzerine Oyunlar Oynandı

TAKA: Sizin bu etkinliklere başlama döneminizin Trabzon’da Hırant Dink, Rahip Santora, Prof. Dr. Saadettin Güner, Doç.Dr. Hicabi Cındık cinayetlerinin yaşandığı döneme denk geliyor. Tam da bunların ardından yaptınız etkinliği, sonuç aldığınızı düşünüyor musunuz?

BİLGİN AYGÜL: Bu soruya benim cevap vermem çok doğru olmaz sanırım ama etkinliği gezen insanlarla yapılan anketler kalan tortunun çok pozitif olduğunu gösteriyor.

Trabzon üzerinde uzun zamandan beri bir oyun oynanmaya çalışılıyor bunu üzülerek belirtmek zorundayım. Bizler değerlerine bağlı, saygılı insanlarız, iyi niyetimiz suistimal edilerek rahat kullanılıyoruz. Bu olumsuz yönlendirmelere karşı duyarlı olmalıyız.

Tarihinde çok sesli, çok renkli uygarlıkların yaşandığı başkent kültürünü tatmış bir kentin kendisiyle barışık olması gerekir.

Süreç Olumluya Döndürülmeli

TAKA: Sevgili Başkan, Dünyanın bütün kıtalarına gittiniz. Irak’ta, İran’da ve Almanya’da fuarlar yaptınız. Türkiye’ye bakış açıları nasıl?

BİLGİN AYGÜL: Yalnız o ülkelerde değil, 41 ülkede ticareti geliştirme faaliyetlerinde bulundum, fuarlar, ticaret heyetleri, konferanslar düzenledim, maalesef özellikle komşu ve çevre ülkelerde sıkıntılı bir süreç başladı bize karşı. Dış politika iç siyaset malzemesi olmamalı umarım süreç en kısa zamanda olumluya döner.

Almanya’nın Provası Olacak

TAKA: Ankara’daki etkinliklerin ana teması kültür. Sanatçı anlamında kültür anlamında sürpriz var mı?

BİLGİN AYGÜL: Sürpriz anlamında bir şey yok ama birbirinden değerli büyük keyifle dinleyeceğimiz yeni konuşmacılar var bu yıl. Almanya’dan kardeş şehrimiz Dortmund Belediyesi katılıyor. Sergilerimiz, konserlerimiz, yöresel mutfağımız, ürünlerimiz, el sanatlarımız, defilelerimiz, Horonumuz, kolbastımız bizlerle dört gün Ankara’yı coşturacak.

Bu yıl Almanya’nın bir provası olacak ama Almanya için çok sürprizimiz var yine öncü bir projeye imza atarken çok ses getireceğimizi düşünüyoruz.

Trabzon’un Değerleri Her Şeyin Üzerinde

TAKA: Siz aynı zamanda turizmi çok önemsiyorsunuz, Trabzon’un tarihini ortaya çıkarmaya çalışıyorsunuz fuar turizme katkı yapıyor mu?

BİLGİN AYGÜL: Gerçekleştirdiğimiz etkinliğin ilk yılından beri yöremiz turizmine ve yöremiz insanına çok olumlu katkı yaptığı ortada Trabzon’a Ankara’dan gelen turist sayısındaki artış en önemli göstergesi olsa gerek. Trabzon önemli bir alternatif turizm merkezi olabilir çok şey yapmaya gerek yok, koruyalım yeter doğası, kültürü bu kadar zarar gören kaç kent vardır diye merak ediyorum. Geçmişte Trabzon’u Trabzon yapan değerler, insanlar bize güzel bir kent bırakmışlar doğası, tarihi, kültürü, mimarisi, sanatı, insanı ile ama maalesef bizler bu fırsatı ganimet gibi yedik oysa bu kent torunlarımızın emanetiydi bizlere..

Alternatif turizm için Trabzon bulunmaz bir kent Doğa, Tarih, Kültür, Kongre, Cruise, Spor, Eğitim, Sağlık gibi alanlarda büyük potansiyele sahip ancak alt yapıdan önce mevcudu korumak ve değerlendirmek gerek. Trabzon’un ve bölgenin ekonomik yapısını hareketlendirecek, sosyal refahı artıracak birinci sektör turizmdir bunun bilincinde olmamız gerekir.

Büyük Ödül Haşim Karpuz’un

TAKA: Trabzon Vakfının sizin Başkanlığınız sürecinde yaptığı kültürel etkinliklerden söz eder misiniz?

BİLGİN AYGÜL: Ben 11 yıldır Trabzon Vakfı Başkanıyım ama Trabzon Derneğinin ve Vakfının kuruluşundan beri hep içinde yönetiminde bulundum. Neler yapıyoruz: Kadın Platformu çok güzel ve anlamlı projelere imza atıyor, Türk Sanat Müziği ve Halk Müziği Koroları ,Fotoğraf Kulübümüz,Resim Atölyemiz, Lisan Kurslarımız,Folklör Kurslarımız çalışmalarını sürdürüyor.Temel Çağlayan Trabzon Araştırmaları Kitaplığı,Trabzon’la ilgili dergi ve kitapların bulunabileceği bir ihtisas kitaplığıı olarak hizmet vermeye devam ediyor. Sabahattin Sağıroğlu Okuma Salonu yöresel basının takip edilebileceği Trabzon sohbetlerinin yapıldığı bir buluşma yeri oldu.Ahmet Yıldız Konferans Salonu ayda iki kez Yöremizle ilgili panel ve söyleşilere ev sahipliği yapıyor.Yöresel mutfağımız yanlız hemşehrilerimizin değil Ankaralılarında ilgi odağı oldu.Lokalimiz,oyun salonumuz özellikle emekli hemşehrilerimizin buluşma noktası oldu. Çalışmalar sergiler, konserler, dinletiler, söyleşiler ve gezilerle taçlandırılıyor. Trabzon Salnameleri 23 cilt, Trabzon Basın Tarihi 4cilt olarak yayınlarımız arasında yerini aldı dergi, kitap yayınlarımız sürüyor. Her yıl 60 öğrencimize burs veriyoruz. Aralıksız olarak 39 yıldır 24 Şubatta geleneksel kurtuluş balosunu yapıyoruz. Her yıl verdiğimiz “Sabahattin Sağıroğlu Trabzon’a Hizmet Ödülü” jürisi bu yıl ödülü Trabzon’a yönelik araştırmalarından ve çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Haşim Karpuz’a verilmesini kararlaştırdı.

Değerlerini Yaşarken Bilmeliyiz

TAKA: Trabzon Ali Rıza Uzuner gibi, Recep Kızılcık gibi, Ali Osman Ulusoy gibi değerleri kaybetti ve Necmettin Karaduman valimiz hasta. Değerleri yaşarken neden önemsemiyoruz?

BİLGİN AYGÜL: Maalesef son bir yılda birçok Trabzon Sevdalısını başka bir deyimle kent belleklerini kaybettik bu isimlere geçtiğimiz hafta Mustafa Kemal Sayıl da eklendi sevindirici bir haber Sayın Necmettin Karaduman’ın sağlığı iyiye gidiyor. Bu isimlerle geçmişte çok yakın çalıştım. Trabzon onlar için bir tutkuydu ve o tutkuyu yaygın bir hastalık gibi çevrelerine bulaştırdılar. Onlar gibi kaybettiğimiz Trabzon sevdalılarını rahmet ve minnetle anıyorum. Sayın Necmettin Karaduman’ın bir an önce başımıza geçerek Trabzon’a yönelik projelerde eskiden olduğu gibi yol göstermesini heyecanımızı köpürtmesini bekliyor ve şifalar diliyorum. Hemşerilerimiz genelde değer bilen insanlardır, yeter ki değerli insanları tanısınlar doğal olarak burada görev sivil toplum örgütlerine, yazılı, sözlü, görsel basına düşüyor.

Trabzon’a hizmet eden Trabzon sevdalılarını yüceltirken; Rant için, siyaset adına Kentin dokusunu bozan, doğasını, tarihini, kültürel mirasını yok eden kişileri ve kurumları da eleştirmekten korkmamalıyız..

Hep Yanımızdalar

TAKA: Sayın Faruk Nafiz Özak, Sayın Erdoğan Bayraktar yine etkinliklerin merkezinde mi?

BİLGİN AYGÜL: Sayın Faruk Nafiz Özak ilk günden beri hep yanımızda, Sayın Erdoğan Bayraktar da Trabzon’un tüm aktörleri gibi destek oldu. Bu birlik olmasaydı böylesi örnek bir proje yaşama geçemezdi.

Trabzonspor İçin İmkanlar Rasyonel Kullanılmalı

TAKA: Trabzonsporsuz bir söyleşi olmaz. Trabzonspor da birlik nasıl ve ne zaman sağlanır, küme düşünce mi?

BİLGİN AYGÜL: Trabzonspor seçimlerinde farklı görüşler farklı isimler kırıcı olmayan bir rekabet olabilir seçim sonrası seçilen yöneticilere saygı duymak desteklemek gerekir ancak seçilen yöneticilerde Trabzonspor u yaratan değerlere saygı duymalı aynı şekilde sahip çıkmalıdır. Biz ne zaman Trabzonspor’u Trabzon’dan yönetir ve o bölgenin çocuklarına ağırlık verirsek başarı o zaman gelir düşüncesindeyim. Kendi değerlerimize sahip çıkmadığımız sürece istediğiniz kadar para harcayın sonuç değişmeyecektir. Trabzonspor’un ve kentin imkanlarının sınırlı olduğunu biliyoruz bu imkanları en rasyonel biçimde kullanmalıyız. Trabzonspor da birlik sevgi, saygı ve başarı ile sağlanır düşüncesindeyim.

TAKA: Sayın Aygül teşekkürler?

BİLGİN AYGÜL: Sayın Turgut TAKA’ya ve bize biz teşekkür ederiz, hep yanımızda oldunuz.

Yayınlanma Tarihi : 15 Mart 2015